köpek secereleri ne kadar masum?

Posted on 19 Eylül 2012 tarafından

4


Safkan köpekler ne zaman ölüme bu kadar yaklaştılar? Ve nasıl?

İngiltere’de yaşayan 7 milyon köpeğin dörtte üçü yaklaşık 200 ırka mensup secereli (ya da safkan) köpekler.

2008 yapımı BBC belgeseli, “Pedigree Dogs Exposed” İngiltere’deki köpek secere sistemine ve secereli köpeklerin sağlık sorunlarına ışık tutuyor. Köpek üretiminin işlevden görsele kayışını ve hilkat garibesi köpeklerin üretimini eleştiriyor.

“Günümüzün en büyük köpek sağlık skandalı. Ölümüne üretiyoruz” diyor tarihçi David Hancock, filmin açılışında.

https://vimeo.com/33444270

Köpeklerin ilk evcilleştiği zamanlarda işlev herşeyden daha önemliydi: avlanmak, bekçilik ve benzeri. İşini iyi yapan bir köpek, işini iyi yapan bir başka köpekle çiftleştirilir ve bu yolla köpekler evrimleş(tiril)irdi. 19. yy’ın ortalarında, burjuva sınıfında köpeklerin statü sembolü olarak görülmeye başlaması ile herşey değişti. Hedef işlevden, şekile kayarken köpek üretimi bir “spor” haline geldi. 1980’lerde başlayan köpek (güzellik) yarışmaları hızla popüler oldu. Köpek yarışmalarını düzene sokmak için ilk  Köpek Kulübü İngiltere’de 1872’de kuruldu: The Kennel Club (İngiltere Köpek Kulübü). Kulüp kısa sürede secereli köpeklerin savunucusu haline geldi.

Köpek yarışmalarında sağlam anatomik standartların yerini zamanla işlevsiz ve abartılı estetik standartlar aldı: David Hancock’un ifadesine göre ‘kozmetik standartlar’. Daha da kötüsü, hedef ırk standartlarını elde etmek uğruna aynı soydan olanların çiftleştirilmesi meşrulaştı: kardeş veya anne-oğul çiftleşmesi gibi. Bu da gen havuzunu daraltarak belli hastalıkların belli ırklarda görülme olasılığını artırdı.

Secereli köpeklerde soy-içi üretim (inbreeding) sanılandan daha yüksek oranda. İmperial Collegue of London’ın bir araştırmasına göre İngiltere’deki secereli 10 bin pug, aslında sadece 50 farklı bireye eşdeğer genetik çeşitliliğe sahip. Bir başka ifade ile 50 farklı bireyin klonları gibiler. Bu da İngiltere’deki pugları, Çindeki pandalardan daha kırılgan yapıyor. Aynı araştırmaya göre, popüler 10 köpek ırkında, 40 yıl öncesine kıyasla, genlerin sadece yüzde 10’u korunmuş, yüzde 90’ı kaybedilmiş.

Filmde, bazı köpek ırklarının önceki ve bugünkü halleri fotoğraflarla karşılaştırılıyor (film 6.25-7.15 dk). Sadece estetik özellikler etrafında yapılan üretim neticesinde, köpeklerin kiminin çenesi içeri girmiş, kiminin burnu kemer yapmış, kiminin gözleri yuvalarından fırlamış. Kiminin kalçası basılmış, kiminin gövdesi uzamış, bacakları kısalmış. Kimi fazlası ile ağır, kimi fazlası ile tüy siklet. Kiminin derileri kat kat sarkıyor, kiminin tüyden gözü burnu kapalı… Hepsi insanların ‘üstün beğenileri’ uğruna, pek de sağlıklı olmayan şekillere bürünmüşler. Üstelik bu standartlar her geçen yıl biraz daha aslından uzaklaşmış.

Cavalier King Charles Spanyeller (kavalyer) İngiltere’nin en popüler altıncı köpek ırkı ve belki de en hasta olanı. Kavalyerlerin en az üçte birinde olduğu düşünülen genetik bir rahatsızlık var: beyinleri kafataslarına göre büyük geliyor. Tıbbi ismi ile Syringomyeli. Çok şiddetli baş ağrısı ve istem dışı hareketlerle kendini gösteriyor. (film 2.00-5.20 dk)

“Bir sopa alır ve Syringomyeli ağrısına denk acı verecek şekilde bir köpeği dövecek olsanız hakkınızda soruşturma açılabilir. Ancak acı çekecek bir kavalyer üretmekten kimse sizi alıkoymuyor” diyor Claire Rushbridge, nöroloji uzmanı veteriner hekim. (film 46.30)

Syringomyeli yetmiyormuş gibi, Kavalyerler kalp rahatsızlıklarından çekiyorlar. “5 yaşındaki kavalyerlerin yarısında kalp timomasına rastlanıyor. 10-11 yaşındaki kavaliyerlerin neredeyse tümünde bir şekilde timoma görülüyor” diyor kardiyolog Simon Swift. Ancak ne Syringomyeli ne de başka bir genetik hastalık bir kavalyerin yarışmalara katılmasına -ve hatta birinciliği almasına- engel teşkil etmiyor.  (film 45. dk.).

İngiltere Krallık Hayvanlara Zulmün Önlenmesi Derneği (RSPCS) baş veterineri Mark Evans’a göre secereli köpeklerin sağlık sorunlarının nedeni çok açık: rekabetçi köpek yarışmaları. Evans’a göre “köpek profesyonelleri” öylesine duyarsızlaştılar ki, artık onlar için anatomik şekil bozukluları şok edici ve anormal olmaktan çıktı.

Yarışma dünyasından en muzdarip ırklardan biri de Alman çoban köpekleri (Alman kurtları).  Şov sınıfı Alman çoban köpekleri için “half dog, half frog”, yani “yarı köpek, yarı kurbağa” deniyor. Düşük kalça ve kısa arka bacaklar kalça diplazisine ve yürüme zorluğuna sebep oluyor (film 7.25 dk.). Oysa düz kalçaya sahip iş sınıfı Alman çoban köpeklerinin (polis köpeği, servis köpeği vb.) anatomik yapısı ırkın ilklerine daha yakın.

Alman çoban köpekleri ırkının babası Fredrich von Stephanitz’in, “Benim köpeğim bir sirk köpeği değildir, servis köpeğidir. Sadece servis köpeği olarak yetiştirilmeli ve değerlendirilmelidir.” demişti.

Bir başka örnek: Bulldog bir zamanlar boğaları yakalamakta kullanılan bir köpek ırkı idi. “Bull” yani boğa köpeği. İşlevi gereği çenesi boğayı yakalayabilecek şekilde çıkıktı. Ama şimdiki kadar çıkık değil. Film, bulldog’un bir yüzyıldan kısa bir sürede çenesinin ne kadar öne çıkarıldığını bir simulasyonda gösteriyor. Ne için? Boğayı daha iyi kavrayabilmek için değil muhakkak. O günler artık geride kaldı. Tabiki yarışma ringlerinde daha çok alkış alabilmek için. Bununla birlikte basılan burnu ve genişleyen gövdesi artık ne doğal yollardan çiftleşmesine, ne de doğum  yapabilmesine olanak veriyor (film 38.30-40.00).

Estetik ve kozmetik o kadar “sektör”ün içine girdi ki, 2003’de İngiltere’de yılın köpeği seçilen pekinez Danny’nin yüz  kaldırma ameliyatı geçirmiş olduğu iddia edildi. İngiltere Köpek kulübü olayı araştırarak söz konusu ameliyatın sadece bir “kronik nefes borusu sıkıntısı” ile ilgili olduğunu ortaya çıkardı. Sanki daha masummuş gibi! Danny madalyasını bir buz kutusunun üzerinde aldı: Sahnedeki sıcaklık nefes almasını daha da zorlaştırıyordu. (film 40-43 dk.).

İngiliz Köpek Kulubü Başkanı Ronnie Irving, pek çok köpek ırkında önemli genetik sorunlar olduğu iddiasına, “sadece bazı ırklarda ve sınırlı derecede sorunlar var; ve bunlar için kulüp iyi şeyler yapmaya çalışıyor” şeklinde yanıt veriyor. Buna inanmak istiyorum, en azından iyi şeyler yapıldığıyla ilgili kısmına. Ve “Pedigree Dogs Exposed” gibi filmlerin ve benzer kampanyaların bu “iyi şeyler” için atılacak adımlarda önemli farkındalıklar yarattığını düşünüyorum. Nitekim, filmin gösteriminden sonra, BBC köpek kulüp yarışmalarının yayınlamayacağını duyurmuş. Pek çok firma yarışma sponsorluğundan çekilmiş. Ve en güzeli, kulüp ırk standartlarında revizyonlara gideceğini açıklamış.

Türkiye’de köpek yarışmaları ve secereli köpek merakı henüz gelişiyorken, bunları da bilmekte fayda var.

Son olarak altını çizmek iyi olur: burada eleştirilen köpeklerin secerelerinin tutulması değil elbet. Eleştirilen, köpeklerinin ırk standartlarındaki hedef sapması.

Filmin yönetmeni Jemima Harrison’un filmle aynı isimde bir blog sayfası var. Tıklayarak ulaşabilirsiniz.

The Dog Breed Health” web sitesi ırklara özel sağlık bilgisi almak isteyenler için önemli bir “alternatif” kaynak olabilir.

Köpeklerde cinslere göre olası sağlık sorunlarına ilişkin bir diğer yazım için buraya tıklayabilirsiniz.

Köpekler secereli olsun, olmasın. Saf olsun, kırma olsun. Ama hilkat garibesi olmasınlar.

Zeynep Bilgi

***

Blog içinde bu yazılar da ilginizi çekebilir:

Ne cins köpek

Bana cinsini söyle, sana risklerini söyleyeyim

Sağlıklı yavru köpek seçimi

Köpeklerde yüz felci