köpeklerde panik atak

Posted on 01 Nisan 2013 tarafından

3


486625_4007245891969_1025332042_nBir gün sabahın 2’sinde bizim Katie’nin hızlı hızlı nefes alıp vermesiyle uyandık. Bir de baktık ki tir tir titriyor canım benim. Gözleri faltaşı gibi açılmış, dili bir karış dışarıda. Belli ki birşeyden korkmuş ama nedir anlayamıyoruz. Yatakta bizimle beraber uyuyordu oysa ki. Biz hiçbir şey duymadık. Hava desen ne yağmur, ne gökgürültüsü, ne fırtına. Zaten öyle şeylerden korkmaz ki. Haydi bir koşu bahçeye çıktık hep beraber. Çimenlerin üzerine oturdu, seviyoruz, okşuyoruz. Kesinlikle hiçbir şey işlemiyor. Veterineri aradık. Atlayın gelin dedi. Haydi atladık arabaya, gittik.

Veterinerin muayenehanesinde bir dizi kan tahlili yapıldı. O geceyi rahat geçirmesi için veteriner valium verdi. Valium derhal ise yaradı tabii ancak hapı aldıktan bir saat sonra bizimkinde bir iştah, sanki aylardır yemek yememiş. Kendinden geçmiş bir halde ne bulduysa atlıyor “bunu da yiyeceğim, illa ki yiyeceğim” şeklinde. Tamam, o geceyi o şekilde geçirdik ama ne oldu, bulmamız lazım buna sebep olan olayı, bulalım ki ona göre bir daha olursa ne yapacağımızı, nasıl davranacağımızı bilelim. Aradan bir iki hafta geçti, bir gün öğleden sonra eşim telefonda konuşurken bir yandan da penceredeki jaluzilerin açılıp kapanmasına yarayan demir çubuğu döndürüyor gayri ihtiyari. Döndürürken de hafiften tiz bir ses çıkıyor jaluziden. Katie bunu duyar duymaz, koca hayvan sanki küçücük bir köpekmişçesine ufacık deliklere kaçacak yer aramaya başladı. Aynı şekilde panik atak geri geldi. Titremeler, nefes alamamalar, yüzünde felaket bir korku hali. Hemen tasmasını taktım çıkardım yürüyüşe. Parka gittik, orada biraz koşturduk oynadık. Eve geri döndük. Tamam güzel de, böyle birşey yine sabahın bir köründe olursa, hava koşulları da uygun değilse o zaman ne yapacağız? Valium öyle her defasında vermek istemiyorum, malum alışkanlık yaratıyor, hem de uzun vadede böyle ilaçların karaciğere olumsuz etkileri var. Her defasında da aman ses çıkmasın diye de dikkat edemeyiz, illa ki bir yerden bir şekilde korktuğu bir şey olacak.

Önceleri acaba ilgilenmiyor gibi yaparsak kendine gelir mi diye düşündük ama, yok, olacak gibi değil. Bu arada o ilk panik atak olayından sonra tiz seslerin tamamından korkmaya başladı. Veterinerden gelen kan tahlili sonuçları normaldi, yani hormonel bir bozukluk yoktu. Bir de tabii vücudunun herhangi bir yerinde kırık çıkık, yaralanma gibi bir durum olmadığından emin olmak gerekiyordu. Orada da problem yoktu. Olayın çeşitli frekanslara gösterilen bir tepki olduğu kesinlik kazandı.

panik atak durumlarında ne yapmalı

Panik atağa yol açan çeşitli nedenler var. Bunların başında havayi fişek, gökgürültüsü, tiz sesler gibi, köpeklerin hassas kulaklarının pek de tahammül edemediği durumlar geliyor. Bunun dışında geçmişte yaşadığı travmalara bağlı olarak çeşitli objelerden korkma olabilir. Örneğin sizden önce bakıldığı evde mesela herhangi bir şekilde fiziksel kötü muameleye maruz kalmışsa, bu muamele sırasında da belirli bir obje kullanılmışsa. Barınaktan alınca bunlarla ilgili bilgimiz olmuyor ne yazık ki, o nedenle başlangıçta karanlıkta yol yordam bulmaya çalışıyoruz hep beraber. Bu gibi durumlarda en yaygın yaklaşım, kademeli olarak korktuğu şeye alıştırmak. Her defasında, pozitif ve yumuşak bir ses tonu ile korkmadığı zaman ödüllendirmek. Bunu yaparken en sevdiği yiyeceği ufak parçalar halinde ödül olarak sunmakta fayda var. Kademeyi yavaş yavaş artırmalı, bunu yaparken köpeğinizin korkmadığından kesin emin olmadan bir sonraki aşamaya geçilmemeli.

Ama bizim Katie inatçı kızdır. Birçok köpeğin başarıyla geçtiği bu aşamadan kendisi maalesef hiç hazetmedi. Onu öyle yemekle, ödülle falan kandıramadık. Ne yapalım daha önce de dediğim gibi uygun durumlarda dışarıda yürüyüşlere çıktık. Bu, Katie’yi ortamdan uzaklaştırmak için bir çözümdü ama, korkusuyla yüzleştirmek adına herhangi bir umut vaadetmiyordu açıkçası.

En sonunda bulduğum yöntem bize göre şu ana kadar en çok işe yarayan yöntem. Onu anlatacağım. Belki sizin de Katie gibi inatçı bir köpek dostunuz varsa sizin de işinize yarar diye umuyorum. Katie seslerden korktup kaçıp saklanmaya çalıştığında gidip yanıbaşına oturuyorum ve boyun, omuz, sırt, ayak bacak başlıyorum masaj yapmaya hafiften. Masaj yaparken de yumuşak bir tonla onunla konuşuyorum. Öte yandan ses gelmeye devam ediyor. Sesi duymasını istiyorum bunu yaparken, sesi ekarte etmeye çalışmıyorum. Birkaç dakika sonra gevşiyor ve ses geliyormuş gelmiyormuş artık pek farketmiyor. Sakinleşip uyuyor. Ya da sakinleşti ama uyumadıysa o zaman en sevdiği yemeklerden küçük parçalar vermek suretiyle ödüllendiriyorum. Bu şekilde panik atak süreleri inanılmaz derecede kısaldı, hatta çoğu durumlarda artık atak yaşamıyor, sadece sesi duyunca çekilip köşesine uzakta duruyor, ama titreme, hızlı soluk alıp verme nöbetlerine girmiyor eskisi gibi. Önceleri saatler süren nöbetleri olurdu. Şimdi en fazla 5 ya da 10 dakika içinde sorun çözülüyor.

Yani diyeceğim odur ki, öncelile veterinerinize gidip gerekli tahlilleri muayeneleri yaptırın. Köpeğinizin hormonlarında ya da kanındaki değerlerde bir dengesizlik durumu sözkonusu mu değil mi ona baktırın. Vücudunda acı veren, ağrı veren herhangi bir durum var mı yok mu, ondan emin olun. Eğer bütün bunlar normalse, fiziksel bir sorun yoksa, o zaman panik atağın derecesine ve ciddiyetine göre veterinerinizin tavsiyeleri doğrultusunda bir davranış bozukluğu giderme eğitimine/tedavisine başlayın. Kimi panik ataklar, tıpkı insanlarda olduğu gibi köpeklerde de çok ciddi sınırlarda seyrediyor. Köpek örneğin vücudunun herhangi bir yerini sürekli yalayarak ya da ısırarak kendine zarar verebiliyor. Agresifleşip çevredekileri ürkütebiliyor. Böyle durumlarda bazen çok razı olmasak da bir süreliğine ilaç tedavisine başvurmak durumunda kalabiliyoruz. Ancak panik atak fiziksel bir tehlike oluşturmayacak aşamadaysa, en etkili yöntem kademe kademe korkusuyla yüzleştirmek gerçekten de. Her aşamada da bolca ödüllendirmek.

Hande Burdg