Bir köpeğin insanı olmaya karar verdikten sonra pek çoğumuz “köpeğim bütün evi alt üst ediyor” ya da “köpeğim çok yaramaz, parçalamadığı eşya kalmadı” gibi cümleler kurmuşuzdur. Ve bunlardan şikayetçi olanlarımızın ortak olarak söylediği şey, köpeğimizin bunu genelde biz evde yokken yaptığıdır. Köpeklerimizde karşılaştığımız neredeyse bütün dengesiz hareketlerde olduğu gibi, bu davranış bozukluğunu geliştiren de büyük ihtimalle psikolojik bir problem .
Bir köpekte “davranış bozukluğu var” demek için elbette bir uzman tarafından yaşam alanında dikkatlice gözlem yapılmalı, her hareketinin nedeni doğru şekilde anlaşılmalı. Ancak biz evdeyken melek gibi olan, yalnız kaldığında ise evi alt üst eden bir köpeğimiz varsa bunun yalnızlık anksiyetesinden kaynaklandığını söylemek pek zor değil.
İlk seferde kulağa biraz ürkütücü geliyor, ama korkmayın. Düzenli bir eğitimle sonuç vermeyen bir problem değil. Köpeğimiz henüz yalnızlık anksiyetesine sahip değilse onu problem yaşamadan yalnız kalmaya alıştırmak çok daha kolay.
İlk önce yalnızlık anksiyetesi olan köpeklerin tavırlarını sürümüzden bu problemi yaşayan iki arkadaşımız üzerinden örnekleyeyim.
İlki şu anda 1 yaş civarı olan dişi golden Lena. Lena evine henüz 30 günlükken gelmiş ve ilk 2 haftasını gece gündüz 24 saat boyunca insanıyla geçirmiş. Onun tam annesinden ayrıldığı bu zamanda elbette insanıyla bu kadar uzun süre beraber olabilmesi ilk bakışta çok güzel gibi görünüyor. Ama 2 haftanın sonunda tatil bitip insanı işine döndüğünde Lena bir anda gün içinde 10 saate kadar yalnız kalmaya başlamış. Lena o gün insanı evde yokken belki bir ses duydu, belki onu yerinde bulamayınca terk edildiğini düşündü. Aklından neler geçti bilemeyiz. Ama o gün korkunun yarattığı panikle karşısına çıkan her yeri, her şeyi kemirdi. Bu durum maalesef o ilk günle sınırlı kalmadı elbet, Lena o günden sonra yalnız kaldığı her an kemirmeye devam etti.
Diğer örneğimizse şu an 10 aylık olan erkek setter Jack. Jack eve geldiğinde 2 aylıktı ve insanları o eve geldiği ilk günden beri sürekli yanında oldular. Ya evde sürekli Jack’le oturuyorlar, ya da gittikleri her yere onu da yanlarında götürüyorlardı. Ancak Jack onların yanında olmaya o kadar çok alıştı ki, insanlar aynı anda odadan çıktığında bile ağlamaya, havlayı onlar yanına gelene kadar çağırmaya başladı.
Pek çoğumuz köpek edinirken “o eve alışana kadar yalnızlık çekmesin” düşüncesiyle sömestr tatiline, yaz tatiline ve ya yıllık iznimize denk getiriyoruz. Aslında buradaki niyet çok güzel. Ancak köpeğimiz eve geldiği ilk gün ev yaşantısına alışmaya başlıyor. Eve geldiği andan itibaren hiç yalnız kalmadığında, etrafında sürekli insanları olduğunda, sürekli bir oyun arkadaşı ya da kendini sevdirecek bir kucak bulduğunda elbet de çok mutlu oluyor ve haliyle evin düzeni bu sanıyor. Ancak bizim tatilimiz bitiyor ve rutinimize dönüyoruz.
İşe dönmek bizim için kolay çünkü biz alışkın olduğumuz rutinimize dönüyoruz. Ancak o gün köpeğimiz için bir kabustan farksız. Çünkü o oyunlarla, sevgiyle dolu rutininin dışında bir gün geçiriyor. O ana kadar hiç yalnız kalmamış köpeğimiz biz eve dönene kadar onu terk ettiğimizi düşünüyor ve bunun korkusuyla ne yapacağını şaşırıyor.
Yalnız kaldığında eşya parçalayan köpekler için birçoğumuz “bizi cezalandırmak için yapıyor” deriz. Ama onlar asla öyle bir şey düşünmüyorlar. Biz onların hayatının merkeziyiz ve onların yaşam amacı bizi mutlu etmek. Cezalandırmak diye bir şey onlar için söz konusu bile olamaz.
Yaptıkları bu ortalık dağıtma işini, telefonda konuşurken önümüzdeki kağıda daireler çizmek gibi, ya da korktuğumuzda elimizdeki peçeteyi minik minik parçalamak gibi telaş anında bilinç dışı yapılan hareketlere benzetebiliriz. Siz geldiğinizde sevinçle üstünüze atlaması, ya da bir anda yaptıklarının farkına varıp sizi üzeceği için mahcup olması bile bunları isteyerek yapmadığının kanıtı değil mi zaten?
Gelelim işin önlem kısmına. Mocha geldiğinde benim de tatilimin son 1 haftasıydı. Tatildeydim ancak gün içinde hep birkaç saat dışarıda olmam gerekiyordu ve Mocha da mecburen ben dışarıdayken yalnız kalıyordu. Şanslı olduğumuz nokta ise, ilk gün yalnız kaldığında “acaba korkar mı” diye aklım onda olduğu için 1 saat içinde geri dönmemdi. Çok uzun süre yalnız kalmadığı için korkmaya da pek vakti olmamıştı. Elbette vakit bulamaması için önüne yığdığım oyuncakların ve press kemiklerin de payı büyüktü.
İlk gün 1 saat uslu durduğu için ikinci gün 2 saat de bekleyebileceğini düşündüm. 2 saat sonunda gittiğimde yine uslu uslu durmuştu. Sonraki 2 gün de 2 saatten uzun süre yalnız bırakmadım. Ama beşinci gün mümkün olduğu kadar uzun süre durmalıydı çünkü tatilim bitiyordu ve o da alışmak zorundaydı. Dışarıda işimi normal bir sürede bitirdikten sonra eve döndüğümde 4 saati de parçalanmış bir iki ufak gazete kağıdıyla atlattığımızı görünce ne kadar sevindiğim hala aklımda.
Yalnızlık anksiyetesine sahip bir köpeğimiz varsa, eve her geldiğimizde karşılaştığımız manzara kemirilmiş mobilyalar, parçalanmış oyuncaklar, hatta yenmiş duvarlar bile olabilir. Eğer köpeğimizde yalnızlık anksiyetesi varsa komşularımız köpeğimizin sürekli havladığından şikayet edebilir. Ve ne yazık ki yalnızlık anksiyetesine sahip köpeklerin bir çoğu daha problemin kaynağı bile düşünülmeden ailesi tarafından terk edilir.
Bu kötü durumları yaşamamak için yapmamız gereken şey çok basit; ilk günden itibaren köpeğimizi yavaş yavaş yalnız kalmaya alıştırmak.
Eğer köpeğimizde halihazırda yalnızlık anksiyetesi varsa lütfen ama lütfen ondan ayrılmak bir ihtimal olarak bile aklınızdan geçmesin. Bir pozitif eğitimciye başvurarak ilk adımı atabilirsiniz. Devamında sıkıntıların ne kadar kısa sürede çözüldüğünü görünce siz de şaşıracaksınız.
Yazıyı bitirirken bir pozitif eğitimcinin karşılaştığı bir yalnızlık anksiyetesi vakası hakkındaki anılarını ve yalnızlık anksiyetesi üzerine yaptığı açıklamaları sizlerle paylaşmak istiyorum: sallanankuyruk.com
Unutmayın ki her köpek insanlarını mutlu etmek için yaşar. Her an birbirini mutlu edebilen köpekler ve insanlarından olabilmek dileğiyle…
lesliYan
16 Nisan 2013
Biz de Coffee’yi barınaktan sahiplendikten sonra kademeli aralarla evde yalnız kalmaya alıştırmıştık. Parçalayıp kemirme huyu olmadı hiç, ama ilk evde kalışında panikle dört dönüp sandalye üstüne çıktığına, arkamızdan uluduğuna kameradan seyrederek şahit olduk. Yarım saat sonra döndük. Büyük kavuşma oldu. Ertesi gün 1 saat, sonraki gün 2 saat sonra döndük. Güvenini ilk günden kazanmak onu bize kazandırdı.
Eline sağlık!
selcenkeskin
17 Nisan 2013
ben de ilk geldiği günler Mocha’nın ben eve gelir gelmez nasıl sevindiğini, çıkarken benden önce kapıya koşup benimle gelmeye çalıştığını çok iyi hatırlıyorum. Şimdi ben hazırlanırken dikkatle beni izliyor, tasmasını elime alana kadar da yerinden kalkmıyor akıllı kızım.
İlk zamanlar kapıdan çıkana kadar akla karayı seçerdim, neyse ki sorun yaşamdan atlattık o dönemi. Şimdi uzun süre evde yalnız kaldığında karşılaştığım tek şey beni fazla özlemiş bir Mocha oluyor 🙂
zeynepbilgi
17 Nisan 2013
Köpeklerin küçük işaretleri nasıl gözden kaçırmadığına hayranım.
Dost bizimle gelip gelmeyeceğini ayakkabı seçimimizden anlıyor. Eğer onunla yürüyüşe çıkarken giydiğimiz ayakkabıları gördüyse hareketleniyor, yoksa oturup izliyor gidişimizi 🙂
Bazen de fotoğraf makinasını görünce hareketleniyor, çünkü fotoğrafa çıkarken onu da alıyoruz yanımıza (ne de olsa konu mankeni).
Hatta bazen bizim bakışlarımızdan anlıyor. Her seferinde şaşıyorum nerden anladığını ancak, onu götüreceğimiz seferleri ayırt ediyor bir şekilde.
Yalnızlık anksiyeti yaratmamak için önerilen şeylerden bir tanesi, evden çıkış ve eve dönüşleri çok da hareketli ve heyecanlı hale getirmemek. Sakince çıkmak, sakince dönmek. Yani normal birşeymiş gibi usulca çıkmak, ve yine usulca dönmek. Ayrılırken ve dönünce selam vermek ancak bunu bir olaya dönüştürmemek.
lesliYan
18 Nisan 2013
Biz de giriş ve çıkışlarda doğallığı korumaya ve uzatmamaya dikkat ediyoruz.
Coffee, araba anahtarını aldık mı almadık mı, uzun yol kısa yol ayrımını yapıyor desem? Ve bavul gördü mü bir gün öncesinden yanında, bazen içinde yatıyor. Hani olur da unutursanız ben burdayım, hazırım, geliyorum (di mi) mesajını veriyor. Biz de uçak söz konusu olmayan her seyahatte onu yanımızdan ayırmıyoruz.
selcenkeskin
18 Nisan 2013
Coffee’nin bavul içinde yatmasına bayıldım 🙂 Aynı işaretlerden anlama durumu bizde de söz konusu. Mocha’yı çıkartırken giydiğim montlarım odamda, dışarıda giydiklerim vestiyerde durur. Ben tamamen hazırlanana kadar yattığı yerde beni izler, montu odada elime aldığım an fırlar yerinden sıpam 🙂
Bir de okuduğum bir makalede köpeğiniz sizin konuşmalarınızdan anlamaz diyor ama, eve çabuk döneceksem “hemen gelicem kızım, sen uslu dur 1 saat sonra birlikte çıkıcaz” diyerek çıktığımda, eve döndüğüm an Mocha’yı bıraktığım yerde buluyorum. Eğer “akşam görüşürüz kızım” diyerek çıkarsam ben daha kapıyı kapatır kapatmaz başlıyor koşuşturmacanın ayak sesleri…
köpeğin adı sarı
04 Aralık 2015
Merhabalar,
Benim bir köpeğim var ve onunla birlikte sorunlarımız var. Köpeğim 9 aylık bir sibirya kurdu ( husky) neredeyse hiç yanlız değil onun kendine ait bir odası var.Gün içinde odasında kalıyor. Odasında sadece kendine ait eşyalar var. Gelelim asıl konuya kendisi her şeyi kemiriyor ve parçalıyor kulübesini, halısını saksıları , mama kabını, su kabını, yatağını, kıyafetlerini, tasma kayışını ( boyun tasmasına ulaşamıyor bel tasmasınıda ondan uzakta tutuyoruz bıraksan onuda parçalar) ne bulsa parçalıyor ben okuldan gelene kadar annem ona mama veriyor tuvaletini temizliyor ( tuvaletini gazete yapıyor kendisi) biraz seviyor, ben gelir gelmez onu oynatıyorum ilgileniyorum. Normalde gayet akıllı bir köpek.
Bunun nedeni cinsimi? Yoksa terk edilme korkusumu ( önceki sahibi onu terk etmiş ve eziyet görmüş yavruluk yaşında )? Bu sorundan nasıl kurtulabiliriz ?
Şimdiden teşekkürler
Selcen Keskin
04 Aralık 2015
Cinsinin ve yaşının mutlaka etkisi vardır, sibirya kurtları enerji seviyeleri çok yüksek köpeklerdir ve gün içinde yeterli egzersiz yapmamışsa böyle eğilimler gösterebilir. Evde insan varken de birşeyler parçalama eğiliminde mi yoksa bunu sadece yalnız kaldığında mı yapıyor? Bir de can sıkıntısından yaptıkları genellikle eşya parçalamakken yalnızlık ve terkedilme korkusundan yapılan genelde kapı, duvar, parke gibi yerleri kemirip kaçış yoku aramak şeklinde olur. Eğer sadece can sıkıntısından yapıyorsa dışarıda daha uzun zaman geçirip güzelce yormanızı öneririm. Unutmamak lazım ki o neticede bir köpek ve çiğneme ihtiyacı var. Enerjisini harcamasını sağladıktan sonra çiğnemesi için doğru şeylere yönlendirmenizi tavsiye edebilirim.
köpeğin adı sarı
05 Aralık 2015
Çok teşekkürler
Genelde yanlız kaldığında yapıyor nadiren ben onun yanındayken yaptığını görüyorum parkeleride kemiriyor . Aşıları bitmediği için dışarı çıkaramıyorduk , bugün aşıları biticek umarım düzelir.:)
Bide bir sorunumuz daha var 😦 sokağa 2 kere çıkarmıştık enerjisini biraz atsın diye görmeniz lazım her türlü sesten her türlü arabadan ve insandan çok korkuyor yerinde duramıyor kuyruk hep bacaklarının arasında kalbi güm güm atıyor bu korkusunu nasıl yenmeliyiz. Bu arada yazlığımıza gidiyoruz orada çok az sayıda araba geçiyor insanda fazla yok orada çok rahat
Acaba sokağa atıldığı içinmi korkuyor hiç anlamadım buna bir çözüm varmi?
selcenkeskin
05 Aralık 2015
Bu durumda yalnızlık anksiyetesi ihtimali biraz daha güçlü sanırım. Parke, duvar kemirme gibi hareketler kapalı mekanda yalnız kaldığında kendine oradan kaçış yolu yaratmak için başvurdukları bilinçdışı bir hareket. Araçlardan ve seslerden korkmasının sebebi sokağa atıldığında yaşadığı kötü bir olay olabilir, sonuçta o dönemde ne yaşadığını bilemiyoruz. Benim size tavsiyem pozitif eğitim sistemiyle çalışan bir köpek eğitmeniyle görüşüp profesyonel destek almanız yönünde. Hangi şehirde yaşadığınızı yazarsanız sertifikalı pozitif köpek eğitmenleriyle ilgili tavsiyede bulunabiliriz.
köpeğin adı sarı
05 Aralık 2015
Öncelikle çok teşekkürler
İstanbulda yaşıyoruz. Peki biri arabayı çalıştırıl yavaşça uzaktan yaklaşsa o sırada köpeği cesaretlendirlek ödüllendirsek falan bir yararı dokunurmu bir foruma sormuştum böyle bir yöntemden bahsetmişlerdi.
köpeğin adı sarı
25 Mayıs 2016
Size çok teşekkür ederim bu sorunuda aştık oğlum artık böyle davranışlar sergilemiyor 🙂
İlknur
29 Ocak 2018
Merhaba ,lusi’m yanı jakkrussell kızım tam 10 yaşında evimiz 5kedi iki köpek ve ben olmak üzere kalabalık bir aileyiz daha öncede paylaşmistim lusi hala kedilere kapı arkasında nefes verme terapisine sabah 5gibi başlıyor ben ise 9:30 gidene dek kapalı kapı arkasından tirmalama nefes verme ve havlama gibi teknikleri var evde artık bu sesler normal normal olmayan lusi hiç yorulmuyor ama hiç ne yapmalıyım artık uykusuzluk ve yorgunluktan gözlerim ağrımaya başladı diğer kızım liliy umrunda değil ama lusi kedilerde yokken hap hızlı hep erken kalkın üstüme atlayan bir kopekti ..ben yaş aldıkça yorulur düzelir diye umutla bekledim ama yok durulmadı teknik geliştirdi yaş aldıkça😂ne yapmalıyım veterinere bile danistim bu gün bile saat 10:00 a kafa uyumak istiyorum …sabah akşam dışarıda çıkıyor top oynuyoruz yorulmuyor yorulmuyor robot gibi beni görünce çalışmaya başlıyor hızlı çekim gibi …bir sakinleştirici yok mu ….😁😁😁
Abuzer Karaoğlu
31 Aralık 2019
İyi ki köpeğin insanıyım:))))
Özlem
02 Mart 2020
Kızım günde ortalama 10 saat yalnız. Evde bir şeyleri parçalama huyu yok fakat, her türlü sesten korkuyor. Bu da beni dolayısıyla endişelendiriyor. Eve ulaştığımda tabii ki yalnızca onunla ilgileniyorum, benimle uyuyor ben yatmadan (aşırı yorgun değilse) o da yatmıyor. kendini sevdirdikten sonra devamlı ısırıyor. Bu ısırma alışkanlığı, yalnız kalmaya başladıktan sonra başladı. Yalnızlık anksiyetesi, yeni öğrendiğim bir durum. Söylediklerinizi uygulayacağım. Televizyon açık kalıyor 1 kaç gündür ama değişiklik olmadı. Köpekler için sakinleştirici dog tv yi açacağım. Bakacağım gidişat değişecek mi… Bu arada, çok sosyal, dışarda köpeklerle oynuyor, insanlara yanaşıyor ve kendini sevdiriyor. Ama evdeyken sürekli ısırıyor.
Bu güzel yazınız için de emeğinize sağlık. Teşekkürler