köpeklerde yüz felci ya da bell’s palsy

Posted on 09 Ağustos 2012 tarafından

8


Bundan 4 yıl önce sevgili köpeğimiz Katie’nin yüzünün sağ tarafında bir tuhaflık farkettik. İlk belirti, kuru mama tanelerinin yanağıyla dişleri arasında sıkışmasıydı. Biraz dikkatli bakınca yüzünün sağ tarafının sarkmış olduğunu, sağ gözünü kırpamadığını ve sağ kulağını da hiç oynatamadığını gördük. Büyük bir panikle hemen veterinerimizi arayıp ertesi güne randevu aldık.

Veterinerin teşhisi pek iç açıcı değildi. Köpeklerde yüz felci ya da bell’s palsy olarak bilinen durumun çok nadir görülen birşey olduğunu söylemekle kalmadı, bizi beyin tümörü olasılığına karşı uyardı. O an dünyanın başıma yıkıldığını hissettim. Yapabilecek pek birşey yoktu. Öncelikle, evcil hayvanların MR ve CT taramasında uzman bir radyolog bulmak gerekiyordu tam teşhis koyabilmek için. O dönemde Chicago’da bunu yapan bir ya da iki merkez vardı ve rakamlar dudak uçuklatacak kadar yüksekti. Ancak veteriner yine de Katie’ye geniş spektrumlu bir antibiyotik ve steroid olmak üzere iki tür ilaç verdi. Bunları iki hafta boyunca kullanması gerekiyordu. Bu süre içinde eğer durum herhangi bir enfeksiyondan kaynaklanıyorsa (ki bazı iç kulak iltihapları yüz felcini andıran belirtiler gösterebiliyor), belirtilerin iyileşmeye başlaması gerekiyordu. Eğer beyin tümöründen kaynaklanıyorsa o zaman ek başka semptomların ortaya çıktığına tanık olacaktık (köpeğin daireler çizmesi, dengesinin bozulması, huyunda değişme, agresiflik, karanlık ortamlarda yatmayı tercih etmesi, kusma vb).

Umudumuzu yitirmedik ve hemen internete girip köpeklerde yüz felci / bell’s palsy ile ilgili ne kadar yazı, forum varsa hepsini okuduk. Ancak fazla birşey bulamadık doğrusunu isterseniz. Bütün yollar neredeyse beyin tümörüne çıkıyordu. İki hafta içinde ilaçlar hiçbir şeye yaramadı. Durum aynen devam ediyordu. Veteriner ikinci bir doz daha verdi, haydi yeniden iki hafta daha. Ancak bu arada bizi uyardı: “Eğer bu durum iyileşmezse ve diyelim ki yüz felcinden kaynaklanıyorsa, yakında felçli tarafındaki kaslar çekilmeye başlayacak ve örneğin kulağının kafasıyla birleştiği bölümde çukur bir alan oluşacak, gözünü kırpamadığı için sürekli suni göz yaşı damlası kullanmak gerekecek”, vesaire vesaire…

O an aklıma ilk gelen şey Katie’ye yüz masajı yapmak oldu. Felç geçiren insanlar nasıl fizik tedaviye gidiyorlarsa kaslarını güçlü tutmak için, aynını ben de Katie için yapabilirim diye düşündüm. Tam da bu sırada yüzünün ikinci tarafına felç geldi. İşte o an “eyvah” dedim, iki taraflı felç olabilir mi? Bu mutlaka beyin tümörü demek ki. İlaçların ikinci raundu bittikten sonra tamamen kestik, zira yan etkileri zavallı Katie’yi çok bitkin düşürmüştü. Steroidler özellikle çok ağır ilaçlar ve bazen beyin tümörü belirtilerine benzer yan etkiler gösteriyorlar; örneğin dengede bozukluk, kusma gibi. Artık tek çare sürekli masaj yapmaktı. Günde üç dört kez en az 15’er dakikalık masaj seansları düzenledik ailecek. Katie her yanımıza geldiğinde kulaklarından başlayıp dairesel hareketlerle göz çevresine, göz kapaklarına, yanaklarına masaj yaptık. Bu durumdan hiç şikayetçi değildi bizim kız, ilgiden ve okşanmaktan çok mutluydu.

Yaklaşık iki ay sonra masajların yararlarını görmeye başladık. Yanaklarını biraz olsun oynatabiliyor, gözlerini yarım kırpabiliyor ve kulaklarını geriye doğru kıpırdatabiliyordu. Tabii ailede büyük bir bayram havası. Zaten eğer tümör olsaydı bu kadar süre içinde mutlaka belirtilerini görürdük.  Ama iltihaptan kaynaklanan bir durum da olmadığı kesindi, çünkü ilaçlar hiç ise yaramadı.

Veterinere göre bu çok nadir ortaya çıkan durum bazen idiopatik yani herhangi bir fiziksel bulguya dayanmadan kendini gösterebiliyor. Yaklaşık sekiz dokuz aylık bir süre içinde Katie’nin yüz felci belirtileri tamamen ortadan kalktı. Ancak çok yakından baktığınızda gözlerini kırparken göz bebeklerinin hafif geriye kaydığını gözlemliyoruz.  Sol taraf tamamen iyileşti.  Sağ tarafta yalnızca dudak kısmında çok ama çok hafif bir sarkma var, onu da ancak sıcaklarda dili dışarıda, ağzı açık derin derin nefes alıp verdiğinde görüyoruz. Aradan 4 buçuk yıl geçti ve canımız Katie hala bizimle. Bugün dokuz yaşında.

Yüz Felci Belirtileri Nedir?

  1. Yüzün bir tarafında sarkma. Bu salya akışı, mamanın dişlerle dudak arasında sıkışması olarak da görülür.
  2. Felçli tarfta göz kırpma refleksinin ortadan kalkması. Bazen bu refleksler yön değiştirir. Mesela, köpekler gözlerini kırpamadıkları için gözler kırpma refleksi sırasında arkaya doğru kayabilir, ya da sadece üçüncü göz kapağı dediğimiz iç kapak kırpılabilir.
  3. Felçli tarafta kulak oynatma refleksinin ortadan kalkması. Bunu test etmek için felçli tarftaki kulağı gıdıklayabilirsiniz, ya da kulaklarına hafifçe üfleyebilirsiniz. Eğer herhangi bir oynama yoksa felç kulak bölgesine kadar ilerlemiş demektir.
  4. Köpeğiniz başını felçli tarafa doğru egebilir.
  5. Bazı ender rastlanan durumlarda denge kaybı, sakarlık ya da koordinasyon eksikliği görülebilir.
  6. Yorgunluk, iştahsızlık ve depresyon da gözlemlenebilir.

Ne Yapmali?

Hiç zaman yitirmeden lütfen veterinerinize başvurun. Beyin tümörü ve yüz felci, her ikisi de ender rastlandığı iddia edilen durumlar olmasına karşın, bu belirtilerin iç kulak iltihabi ya da meningoencephalitis denilen ve beyni etlileyen bir iltihaptan kaynaklanıp kaynaklanmadığının araştırılmasını isteyin. Yüz felci belirtilerine benzeyen ve vestibüler sendrom (Canine Vestibular Syndrome) adı verilen ve genellikle yaşlı köpeklerde görülen bir hastalığın neden olup olmadığı olasılığına bakın. Dairesel hareketlerle köpeğinizin yüzündeki felçli alanlara her gün 3 ya da 4 kez 15’er dakikalık seanslarla masaj yapın.  Bu, emin olun, kullanacağınız ilaçlar kadar etkili bir tedavi yöntemi.  Köpeğinizin kaslarının erimemesini ve yüzünde çukur alanlar oluşmamasını sağlayacaktır.

Ve son olarak, tabii söylemesi kolay ama, paniğe kapılmayın. Katie’nin başına gelenlerden sonra internette aynı deneyimleri yaşayan bir çok köpek sahibiyle tanıştım. Veterinerler her ne kadar ender bir durum deseler de, yüz felcinin hiç de o kadar ender birşey olmadığını artık biliyorum. Umudunuzu yitirmeyin!

Hande Sarıkayalı

Posted in: sağlık