köpeklerin burcu mu olurmuş!

Posted on 26 Eylül 2012 tarafından

4


İnsanların burçları oluyor da köpeklerin neden olmasın?

Astrolojiye ilgimi derinleştirmeye başladığımdan beri bu konuyu düşünüyorum. Coffee’den başlamak üzere çevremdeki köpekleri, onların kendi cinsleriyle, insanlarla, diğer canlılar ve dünyayla ilişkilerini inceleyerek gözlemliyorum. Nasıl insanlar arasında tip, karakter, mizaç farkları varsa köpeklerde de çok net farklılıklar olduğunu görüyorum. Köpekler biz insanlar gibi duyguları olan, anlayan, yansıtan canlılar. Bizler Güneş Sistemi’nde gezegenlerin hareketlerinden etkileniyoruz da tüylü, dört bacaklı dostlarımız neden etkilenmesinler diye düşünüyorum.

Coffee’yi yetişkin bir köpek olarak TRM‘den sahiplendiğimizi daha önce yazmıştım. Dolayısıyla doğum tarihini, yaşını tam olarak bilmiyoruz. Patilerine, dişlerine, hal tavrına bakarak veterinerimizin yönlendirmesiyle tahmin yürütüyoruz. Sahiplenme dönemi Şubat 2011, Kova Burcu zamanıydı. Kendi burcum olduğundan benim için ayrı bir anlamı vardı. Bu hayatta Coffee’ye verilen ikinci bir şans söz konusuysa, Coffee’nin ikinci doğum günü benim için 5 Şubat’tı. Başlardaki fiziksel ve psikolojik hastalıklarını atlattıktan sonra karakter gelişimini, bizimle ilişkisini gözlemleyerek karakter özelliklerini çıkarmaya çalıştım, burcu için tahmin yürütmeye başladım. Gönlüm Kova’ya kaysa da objektiflikle eldeki malzemeleri sıraladım.

Uyumlu, sosyal bir karakterim.

Coffee hem köpeklerle hem insanlarla anlaşan, sosyal bir köpek. Evde olsun dışarıda olsun birlikteliği, paylaşmayı seviyor, buna uyum gösteriyor. Misafir gelsin, kendisi misafirliğe gitsin, ev kalabalık olsun, hatta düğün dernekle dolsun, mutlu bir şekilde grubun, çevrenin içinde yer alıyor. İkili ilişkilerden ayrı bir zevk duyuyor. Keza, Gandalf evimizin ayrılmaz yatılı ziyaretçilerinden. Bir köpeğin yatağını bir başka köpekle paylaştığı görülmüş müdür? İşte, bizde görüldü, buyrun!

Sadece tanıdığı bildiği köpeklerle değil, sokaktakiler, mahallede gezinenler, her kim karşısına çıkarsa ilişkisini seviyeli bir şekilde kurmayı bilen, gerekirse mesafesini koruyan bir köpek Coffee. Hani yanında birileri tepişsin, oynaşsın, Coffee kendisi her zaman oyuna katılmayabilir, ama muhakkak o sosyal ortamın içinde, parçasıdır.

Partnerim olmadan asla.

Bunu kabullenmekte biraz zorlandım, ama itiraftan başka yapacak birşey yok. Coffee’nin ayrılmaz yarısı, Alpha Dog’u bizim Bey. Benimle olan ilişkisi başka, Bey’le bambaşka. Üçümüz birarada oluncaysa apayrı bir derya. Sahiplenmemiz sonrası Coffee’nin eğitimini bizzat Bey üstlendi. Ne oturup kalkmasını biliyordu, ne bekleyip koşmasını. Bey Coffee’yle ilişkiyi başlattı, Coffee de onunla bütünlendi, tamamlandı. Sabah kalkış sıralarımız farklıdır örneğin. Coffee sabah yürüyüşüne benimle çıkacağını bilir. Yine de muhakkak gider Bey’i kontrol eder, burnuyla koklar, kalkıyor musun der. Bakar ki hareket yok, çıkar geliriz. Döner dönmez hemen odaya gider, bazen ağzında bir oyuncakla, kalk oynayalım edasıyla, bazen sadece karşısına geçip derin nefes alışlar ve hırhurlarla aportta bekleme modunda.

Denize gireriz, yüzeriz, Coffee bizim Bey uzaklaştıkça heyecanlanır, ufak ufak burnu boynu göğe doğru yükselir, cinsine tezat ulumaya başlar. ‘Vay benim sevgili sahibiiimm vaaayy, beni bırakıp nereye gittin vayvayvaaay’ diye ağlar, çağırır Bey’i. Kavuşmaysa çok heyecanlı, mutlu ve kutlu olur. Artık bacak arasına mı girer, etrafında dört mü döner, bol koklayıp burnuyla öper, Alpha Dog’unu bulunca rahatlar, uzun soluklu nefesini huffff diye verir.

Susun, kavga etmeyin, dağılın, lütfen, aaa.

Kavga sevmez, ama kimsenin hakkını da yedirmez. Ormana gittiğimizde duygusal mizaçlı, çocuk ruhlu Gandalf, bir diğer hiç büyümeyen sevgi böceği Leon’la kozlarını paylaşamayınca her seferinde sırttaki tüyler dikiliyor, birbirlerine diklenmeler başlıyor, biz nolduğunu anlamadan bir bağırış çağırış boy gösteriyor. Bizim sakin mizaçlı, hafif lapacı oğlansa kulübenin altından ok gibi fırlayarak o ikisinin arasına öyle bir dalıyor, öyle bir havlayıp azar kaymaya başlıyor ki Leon bir tarafa Gandalf bir tarafa sefil olup dağılıyor. Coffee’nin hav-hev-höf-hüf diye şunları söylediğini çok iyi görebiliyorum.

  • Susun, susun, dağılın, çabuk dağılın. Leon, koçum, dostumsun ama Gandalf benim kaynım. Hadi kendi arazine naş, naaaş. Gandalf, kanımsın, canımsın, ama ayağını denk al, yürü git, bas git, gözüm görmesin. Ses duymak istemiyorum, ses. Aaa, lütfen ama lütfen, lütfen.

Bakımlıyım, sağlıklıyım, seyahati severim.

Uzun tüylü oğlan tüylerinin taranmasından, yemekli ağzının, çapaklı gözünün silinmesinden hoşlanıyor, bakım zamanını anlıyor. Taranma günü geldiğinde kendisini çağırıp tarağını gösterdiğimiz, koklattığımızda gayet sakin bir mizaçla bekliyor, gerekirse yere yatıyor, teslimiyetle kendini bırakıyor. Ve taranınca pek güzel oluyor. Biz kendisine süs köpeği muamelesi yapmıyoruz, özellikle kuaför, bakım işine sokmuyoruz, ama her yıkandıktan, tarandıktan sonra nasıl mutlu olduğunu, salına salına dolaştığını görüyoruz. Bir yandan iyi yemeği ve seyahati seviyor. Birkaç aydır Coffee’ye evde taze yemek pişirip saklıyoruz. Yemeğinin nasıl iştahla yediğini farkediyoruz. Seyahati seven mizacımıza uygun olarak Coffee de bizimle yolculuğu seviyor, biz nereye Coffee oraya geliyor. Yatağıyla ister araba bagajında ister otel odasında huzur ve mutluluk içinde uyuyor.

Sevgiyi almasını bilirim, severim, ama medeniyetimizi kaybetmeyelim.

Coffee vıcık vıcık sevgi köpeği değil. Sevgi gösterildiğinde bunu kabul eden, kendisi de karşılığını veren bir mizaçta, ama gelip size pati atmaz, burun dayamaz, havlayıp sevgi dilenmez, fazla sıkıştırılmaya da gelmez. Kendisiyle ilişkide hem samimi sevgi dolu hem de medeni olmakta fayda var. Ha kendini kaybettiği olmuyor mu? Olmaz mı?

Misal içerdeyiz, birden parkeye sürünen bir tırnak sesleri duyuyoruz. Tırıstırıstırıs. Gidip bakınca bizimki yerde, kafası iki pati arasına alınmış, kafayı sıkıştırıyor da sıkıştırıyor. Gelin beni sevin diyor. Her canlının arada şımarmaya ihtiyacı var değil mi?

Bütün bunlar nereye varıyor?

Bence Terazi Burcu’na.

Uyumlu, dengeli, sosyal, insansever, hayvansever, iyi yemeyi, iyi görünmeyi, seyahat etmeyi seven, ilişkilerinde dengeyi gözeten, kavga etmeden medenice arayı bulan bir köpek.

Peki bunun bize ne faydası var?

Aslında bu biraz da astrolojinin bize ne faydası var gibi bir yere gelebilir. İkisine de cevabım kendimizi tanımak, anlamaktan yola çıkarak ilişkilerimizin farkındalığına varmak ve bütünlemek diyebilirim. Aynı şekilde köpeğimizle ilişkimizde de. Nelerden hoşlanır, motive olur, sizden ne bekler, nasıl bir ilişki ister. İşte bunlar için astroloji bir araç ve destek olabilir.

Biz hava burcu ailesiyiz. Coffee’nin bizimle bu kadar uyumlu olmasını biraz buna da bağlıyorum. Kova, İkizler, Terazi üçlüsüyle artık evdeki voltranı oluşturabileceğimize inanıyorum! Şaka bir yana, iletişime, öğrenmeye, keşfetmeye, sosyalliğe açık bir köpekten bize daha uygunu olamazdı. Coffee bizim şansımız, belki de kaderimizdi, biz de onun.

O yüzden köpeklerin burcu mu olurmuş demeyin. Siz de kendinizinkini astrolojik gözlüklerle bir gözlemleyin. Kimbilir, belki hem kendinize hem köpeğinize dair yeni bilgiler çıkar, ilişkinize yepyeni bir tat ve boyut katar.

.

Kendi köpeklerinin doğum tarihlerini, burçlarını bilip özelliklerini merak edenler için her burca dair birer cümle yazmak gerekirse:

Koç Burcu Köpeği (21 Mart – 20 Nisan) – Çok ateşli ve hareketli bir köpektir. Kırıp dökebilir, yakıp yıkabilir.

Boğa Burcu Köpeği (21 Nisan – 20 Mayıs) – Yumuşak bir oyuncak gibidir. Yavaş hareket eder. İyi bir dinleyicidir. Sizi yarı yolda bırakmaz.

İkizler Burcu Köpeği (21 Mayıs – 21 Haziran) – Her şeyi bilmek isteyen bir köpektir. Her daim gençtir, pek havalıdır. Çok sesli olabilir, havlayabilir.

Yengeç Burcu Köpeği (22 Haziran – 22 Temmuz) – Hassas bir köpektir, oldukça evcimendir. Ona bol şefkat, sevgi göstermek, annelik etmek iyi gelir.

Aslan Burcu Köpeği (23 Temmuz – 22 Ağustos) – Süslü püslü, bol tüylü, ihtişamlı bir köpektir. Lüksü, refahı sever, ilginin odağı olmak ister.

Başak Burcu Köpeği (23 Ağustos – 22 Eylül) – Temiz bir ortam ve basit bir hayat bu köpeğin mutlu olmak için vazgeçilmezleridir.

Terazi Burcu Köpeği (23 Eylül – 22 Ekim) – Partner odaklı bir köpektir, sahibi onun için vazgeçilmezdir. Onun için uyum, huzur, denge ve güzellik önemlidir.

Akrep Burcu Köpeği (23 Ekim – 21 Kasım) – Çok derin sezgileri olan bir köpektir. Hisleri yoğundur, sadakate önem verir, her hareketinizi hissedip sezebilir.

Yay Burcu Köpeği (22 Kasım – 21 Aralık) – Eğlenceli, neşeli, hafif sakar, maceracı bir köpektir.

Oğlak Burcu Köpeği (22 Aralık – 20 Ocak) – Bu köpeğin sizden saygı görmeye, birşeyleri başardığını bilmeye ihtiyacı vardır.

Kova Burcu Köpeği (21 Ocak – 19 Şubat) – Bu köpek egzantrik, sıradışı ve özgürlükçü mizacıyla hayatınızı kesinlikle değiştirir.

Balık Burcu Köpeği (20 Şubat – 20 Mart) – Hayalperesttir. Fantastik bir dünyada yaşar. Kaosu seven bir köpektir.

İyi keşifler.

Neslihan

mindmills.wordpress.com

4 Responses “köpeklerin burcu mu olurmuş!” →

  1. Oğuzhan

    07 Mart 2013

    Bu kadar saçma bir yazı daha görmedim hayatımda..Astroloji diye bir şey yok..Güneşin görünürdeki pozisyonu ile doğum saatinde rastgele tanımlanmış takım yıldızları bir insanın kişiliğini nasıl etkileyebilr kaldı ki köpeğinkini etkileyecek..Pes gerçekten doğrusu..Lütfen kendinize bir iyilik yapın ve astroloji ile ilgili ” bilimsel ” bir makale açıp okuyun…

    Cevapla
    • Merhaba,
      Köpekler ve İnsanları’na geldiğinize göre köpekler ortak noktamız. Buna sevindik.
      Astrolojiyle ilgili dilediğiniz şekilde düşünme, hissetme serbestisine sahipsiniz.
      Aynı şekilde biz de.
      Ortaklaşa yazdığımız platformumuzda odak noktamız köpekler ve onlarla
      yaşamlarımız olmasına rağmen, farklı bakış açılarını da okuyucularımıza sunmaya özen gösteriyor, bunun faydasına inanıyoruz. Köpeklerle içiçe bir yaşam sürüyorsanız, başka yazılarımızdan faydalanabileceğinizi umuyoruz.

      Cevapla

    • selin yurekli

      22 Eylül 2013

      Bence yanılıyorsunuz çünkü bu bilgiler biz böyle olmasak bile kişiliğimizi şekillendiriyo

      Cevapla

  2. selin yurekli

    22 Eylül 2013

    oğuzhan bey lütfen sağdık dostlarımıza ve astrolojiye karşı (ayrıca bu mesleyi yapan arkadaşlarımıza karşı) saygılı olalım

    Cevapla

lütfen yorumlarınızı bırakın