yeni köpek sahibine öneriler

Posted on 15 Mayıs 2013 tarafından

141


IMG_2338Yaklaşık iki yıl önce, yetişkin olarak köpekli yaşama ilk geçtiğimde köpeğime ve kendime yardımcı olacak bilgiyi sağlamada pek de aceleci davranmadım. Sanki doğal olarak ne yapmam gerektiğini biliverecekmişim gibi gelmişti. Ne de olsa ilk gençlik dönemimde evde bir köpeğimiz vardı. Bundan farklı ne olabilirdi ki!

Ne zaman ki köpeğimiz Dost hızla büyüdü ve sorunlar da beraberinde gelmeye başladı, o zaman internetin başına geçtim.

Yavru köpeğim ısırma oyununu çok seviyordu. İlgi çekmek için sürekli üzerimize atlıyor ve kıyafetlerimizi ve ellerimizi, bileklerimizi ısırarak çekiştiriyordu. Aylarca kıyafetlerim yırtık; kollarım, bacaklarım çizik ve morluk içinde gezdim.

Dost’un gazabına misafirlerimiz de uğruyordu elbette. O dönem bizi ziyaret etmiş olanlar halen, “Dost uslandı mı”, diye sorarlar!

Ayrıca ayakkabı kaçırıyor, çiğniyordu. Kim bilir kaç çift ayakkabı heba oldu.

Evin içinde rahat durmuyor, orayı burayı kemiriyor, ne bize ne de kedimize rahat veriyordu.

Çiftlik içinde serbestçe dolaşan Dost, tavuk kovalıyordu. Yakaladığı ve öldürdüğü seferler de olmuştu (yediğini görmedim).

Yani Dost hiç de kolay bir köpek değildi. Ve sanırım biz de yalan yanlış bildiklerimizle bu kötü davranışların gelişmesine yardımcı olduk.

Şimdi bildiklerimi o zaman biliyor olmak çok şeyi değiştirebilirdi. O zamanki Ben’e, ve ihtiyacınız varsa Siz’e sesleniyorum. İşte yeni köpek sahibi olanlara benden 12 öneri:

Birinci öncelik sosyalleştirme

Bana göre, köpeğiniz eve geldiği andan itibaren ilk öncelik sosyalleştirme olmalı. Veterineriniz “aşıları bitmeden dışarıya çıkarmayın ve diğer köpeklerle temas ettirmeyin” derler; ve maalesef haklı olduğu taraf vardır. Ancak köpeğinizin sosyalleşmesinde günler altın değerindedir. 3-4 aylık olduktan sonra korkular geliştirmeye başlar. Bunlardan birinin diğer canlılar olmaması için bu zamanı iyi kullanmak gerek. Yine de siz bu kararı kendi koşullarınızı değerlendirerek verin ve en güvenli olanı yapın. Biz Dost’u 2,5 aylık olarak eve geldiği ilk günden itibaren sosyalleştirmeye başladık: önce çiftlikteki diğer hayvanlarla, kedimizle, çiftlik çalışanları ile, köydeki komşularla, misafirlerimizle. Hatta birlikte katıldığımız etkinliklerdeki tüm çocuk, kadın, erkeklerle… Çok şükür öyle yapmışız. Bir köpeğin en önemli niteliği ne olmalı, diye sorarsanız, sosyalliği –yani insanlarla, ve diğer canlılarla iyi geçinebilmesi- derim.

Köpeğinizi her fırsatta takdir edin

Sadece komutlarınızı yerine getirdiğinde değil, hoşunuza giden her davranışında, her fırsatta köpeğinizi takdir edin. Aferin deyin, sıvazlayın, ödüller verin, oynayın. Böylece yanlışı öğrenmeden doğruyu öğrenmiş olacaktır.

Sakince oturuken veya yatarken; çişini doğru yere yaptığında; yemekte sizi rahatsız etmediğinde; kemirmek için kendi oyuncaklarını tercih ettiğinde; önünüzden bir bisikletli geçerken sakince beklediğinde; dolaşırken yerde bir “pislik” görüp de siz hiçbir şey demeden, sadece koklayıp yürümeye devam ettiğinde… Yani dilinizde bir ‘aferin’ plağı takılı kalmış bir şekilde dolanın durun, en azından bir süre.

‘Aferin’ ve ‘hayır’ dengesi!

Bir saniye önce keskin ve kararlı bir ‘hayır’ savurmuşken, bir saniye sonra dünyanın en şefkatli ve tatmin edici ‘aferin’ini söyleyebilir misiniz? Söyleyebiliyorsanız harika. Değilse biraz alıştırmaya ne dersiniz?

Köpek için ‘an’ önemlidir. Yaptığı şeyi durdurmak için ‘hayır’ dersiniz, ve o durur: tam o an ‘aferin’ deme zamanıdır… Yumuşayın ve olabildiğince şefkatli bir aferini basın. Halen sesiniz sert, söylenmeye devam ediyorsanız köpeğiniz için akıl karıştırcı olursunuz. Ona göre, söz dinlemiş, hayır denilen yerde durmuş ve geri adım atmıştır. Şimdi takdir edilme zamanıdır.

En önemlisi de aferin mi hayır mı daha çok kullanıyorsunuz? Burada belirleyici olan köpeğinizin davranışları değil sizin tutumunuzdur.

Göz göze gelme fırsatlarını kaçırmayın

Dikkat edin bakalım, köpeğiniz ne zamanlar size bakıyor? Göz ucuyla bakar ve kafasını çevirir. O zamanları zihninize kaydedin ve anlamaya çalışın. Muhakkak bir anlamı var o bakışların: Birşey bekliyordur, izin istiyordur, veya bir kaçamak yapacaktır, onu görmediğinizden emin olmak için bakıyordur. Veya başka birşey… Kim bilir!

Göz temasları eşsiz bir iletişimdir. Köpeğiniz sizi izler. En ufak bir jest veya mimiğinizi değerlendirir.

Dost, tasmasız dolaşmalarımızda düzenli olarak bana bakar. Kaçırmak istemem o bakışları, karşılık vermek isterim. Mesafeyi kontrol eder, beni gözden kaçırmaz. Hareketlerime göre yönlendirme alır. Bazen yön değiştiririm; bu ‘yaklaş, uzaklaşma’ demek aramızdaki dile göre. Bazen daha ileri gitmek istediğinde göz ucuyla bakar; ben de ona bakarım ancak çağırmazsam, bu izin vermem demektir: İlerler. Irmağa geldiğimizde, bir yandan yüzerek, bir yandan bakışlarımı kontrol ederek karşı kıyıya geçebilir. Her bir bakışı: “bak geçiyorum karşıya, ona göre” demektir.

Gözlerle ve hareketlerle iletişim her köpek ve insanı için farklı olabilir. Şimdilik bilmeniz gereken, bu fırsatları ‘görmemezlikten’ gelmeyin. Farkedin, anlayın ve değerini bilin. İlerde bir göz ucuyla, bir vücut hareketi ile iletişim kurmanın keyfini süreceksiniz.

Aman dikkat, göz teması derken gözlerinizi dikip köpeğinize bakın, onun da size bakmasını bekleyin demiyorum. Köpekler kendine dikili bakan gözleri pek istemezler; kaçırırlar gözlerini, kibarlıklarından. Siz de ısrarcı ve kaba olmayın.

Bazen de görmezden gelmek en iyisidir

yorkshire ve terlikBazen öyle bir şey yapar ki, o an köpeğinizi görmezden gelmek en iyisidir. Buna en iyi örnek ilgi çekmek için yaptığı yaramazlıklardır: yavruların ısırma oyunu,  üstünüze atlaması, eşya kaçırması gibi. Bu yaramazlıkların karşılığında ilgiyi çekerse – ki bu ilgi bazen azar veya ceza dahi olsa- bu onun için ödül niteliğinde olur. Böyle bir anda, onu görmezden gelmek en iyisidir. Sırtınızı dönün, konuşmayın ve ilgi göstermeyin. Hatta kısa bir süre için bulunduğu yerden uzaklaşın.

Size gelişlerini coşku ile karşılayın

Parkta oynarken çağırdınız (veya çağırmadınız) ve size geldi, coşkuyla karşılayın. Hatta en sevdiği şeyi verin ona: sevgi, mama, oyun veya daha da çok ne seviyorsa. Mesela, tekrar serbestçe koşmaya yollamak da bir ödül olabilir. Size gelişleri illa da tasma takılıp oyundan alıkonacağı anlamına gelmemeli. Zamanla gel komutu, veya bir ıslık, veya bir işaret ile size koşmaya şartlanacak. Bunu isteyerek yapması için pozitif şartlanmanın koşulu daha ilk seferlerde çoşku ile ve ödül ile karşılanması.

Cezadan ve azardan kaçının

Pozitif eğitim (olumlu şartlandırma) konusunda kendinizi geliştirin. Fiziksel ceza ve azar, odaya kapama gibi uygulamalar sadece köpeğinizle aranızı açmaya ve ikili uyumunuzu zorlaştırmaya yarayacaktır. Üstelik bunları anlamayacaktır bile.

Komutlarda tutarlı ve sabırlı olun

En kaçınmanız gereken şey, itaat edilmeyen komutlar savurmaktır. Komutları tutumlu kullanmak en iyisi.

‘Hayır’, ‘gel’, ‘bekle’, ‘bırak’ komutları çok değerli iletişim sözcükleridir.

Bir iş için sadece tek bir komut kullanmanız  -en azından öğrenme sürecinde- çok önemlidir: Örneğin, çağırmak için, bazen ‘gel’, bazen ‘buraya gel’, bazen de ‘koş oğlum’ kullanırsanız, köpeğinizin aklı karışır. Eninde sonunda hepsini öğrenecektir belki ancak, bu süreç bir hafta yerine beş ayınızı alabilir.

Ayrıca sizi duymazdan gelen köpeğinize bir komutu arka arkaya söylemekten kaçınmanız en iyisi. Komutu tekrarlamak ve her seferinde sesinizi yükseltmek bir işe yaramayacak, aksine köpeğiniz bu komuta duyarsızlaşacaktır.

Eğer iki sefer çağırdıktan sonra sizi dikkate almıyorsa, dikkatini çekmek için başka bir yol deneyin: Üçüncü ‘gel’den önce yer değiştirin (belki biraz yaklaşmak işe yarayabilir), biraz bekleyin ve tekrar çağırın. Veya önce yaklaşıp sonra uzaklaşır gibi yaparak çağırmanız işe yarayabilir. Denemeden bilemeyiz.

Köpek eğitim çiftliklerine gözü kapalı güvenmeyin

Hayır, bir çoğu bu işin profesyonelleri değiller. Önce siz öğrenin, köpeğinizi siz eğitin. İyice araştırdıktan sonra, pozitif eğitim verdiğine emin olduğunuz eğitmenlere güvenebilirsiniz. Ancak bence köpeğinizi bir eğitim merkezine bırakmak yerine, evde size ve köpeğinize eğitim verecek bir profesyonelden özel ders almak her zaman daha iyidir. Eğer böyle bir imkanınız yoksa, internet üzerinden size danışmanlık verebilecek profesyoneller olduğunu bilin.

Bulduğunuz eğitmenlere sertifikalarını, eğitim yöntemlerini sormaktan çekinmeyin. Bu kabalık olmaz ve emin olun iyi bir eğitmense size bunları söylemekten keyif alacaktır.

Eğitim tasması, boğma tasması, şok tasması vs. kullanan eğitimcilerden derhal kaçın. Hatta kaçarken arkanıza bile bakmayın.

Klikerle eğitim, pozitif eğitim, ödülle eğitim, olumlu şartlandırma gibi yöntemleri bildiğinden emin olduğunuz kişilere güvenebilirsiniz. Gerçek pozitif eğitimciler köpeğinizin eğitimine katılma talebinizi hoş karşılayacaktır.

Beslenme konusunda tek seçeneğiniz hazır mamalar olmasın

Bugüne kadar hep aksini duymuş olabilirsiniz, ancak hazır mamalar köpeğiniz için hiç de ideal değiller. Hazır mamalar, evde pişirilen köpek yemekleri, çiğ et beslenmesi seçenekleri konusunda bilgi edinmeye çalışın. Köpeğinizin ihtiyaçları ve kendi yaşam koşullarınıza göre farklı seçimler yapabilirsiniz, ancak beslenme konusunda kulağınız gözünüz açık olsun.

Kısırlaştırma, aşılar konusunda alternatiflerinizi iyi araştırın

‘Herkes öyle söylüyor’, diye tek bir seçime kendiniz mahkum etmeyin. Kısırlaştırma, aşılar, parazit kontrolü konusunda kendi bilginizi geliştirin ve köpeğiniz ve sizin yaşamınıza en uygun kararları yine veterinerinizle tartışarak karar verin. Bu konularda bloğumuzda da bazı alternatif yazılar bulabilirsiniz.

Bu blogu ve diğer kaynakları takip edin

Sizi burada görmekten çok memnun oluyoruz. Sağ sütunda, üstteki kutuya emailinizi bırakırsanız yazılarımız size rahatça ulaşır.

Tabi sadece bizi değil, olabildiğince diğer köpek sitelerini, blogları da takip edin ve elinize geçen tüm köpek kitaplarını okuyun. Ancak ne bize, ne başkalarına körü körüne inanın. Köpek bakımı ve yetiştirme konusunda pek çok akım olduğunu göreceksiniz. Bir süre sonra, siz de deneyimlerinizle hangilerinin işe yaradığını bulabilirsiniz.

Köpeğinizle uzun, mutlu ve sağlıklı bir ömür dilerim.

Zeynep Bilgi