Güzel alman kurdumuz Efe bizi hiç üzmedi, hayatı boyunca sadece birkaç soğuk algınlığı dışında hiçbir kronik rahatsızlık yaşamadı. Efe’yi kendim eğiterek pozitif köpek eğitimi konusunda kendimi oldukça geliştirdim. Hatta köpek eğitmeni olmayı bile düşündüm. Efe en temel olan gel, otur, yat, öl, bekle, ye, dur, içeri gir, bul, getir, yakala, zıpla gibi komutları hem kısık sesle hem de el hareketleri ile anlıyordu. Çemberden bile atlattığım Efe’yi gören babam bana her seferinde kurdu sirk köpeği yaptın derdi 🙂
İlk iki sene her gün en az 1 saat Efe ile eğitim çalışmaları ve oyunlar yaptık. Tabii beceremediğim eğitim konuları da oldu. Sosyal olması için köpek parkında büyük küçük köpeklerle serbest oynatmam yeterli olmadı. Neden bu kadar dominant ve diğer köpeklere saldırgan diye araştırırken bir köpeğin ilk 6 ay boyunca en az 100 kadar köpek ve insanla sosyal iletişimde bulunması gerektiğini öğrendim. Yani akla gelecek her türlü koşulda insanları, hayvanları, araçları, aletleri, sesleri onu sakin tutacak biri ile pozitif bir deneyimle karşılayacak olması gerekiyordu.
Efe henüz yavruyken kumsala kapısı olan bir evde doğmuş, denizde anne ve babası ile birlikte yüzmüştü. Bu yüzden zaman zaman plaja gittiğimizde bol bol koşturur ve denize girerdi. Birlikte yeşil tepelerde kovalamaca oynarken, o inekler ve boğalara kafa tutardı. Dominant bir köpek olduğu için ben korumacı içgüdü sahibi bir anne olarak ne zaman başka saldırgan tavırlı köpeklerle karşılaşsak olası bir kavgayı önlemek adına Efe’yi tasma ile kontrol altına alırdım. Yine de bir seferinde arka bacaklarından tutup kavgayı ayırdığımı hatırlıyorum.
Bir sene iş sebebiyle Almanya’da yaşamış ve Efe’den uzak kalmıştım. Almanya’daki köpek sahiplerini gözlemlediğimde köpeklerin nasıl tasmasız tam bacak hizasında sahipleri ile birlikte yürüdüklerini gördüğümde çok özenmiştim. Türkiye’de de aynen yurt dışındaki gibi köpekler sahipleriyle birlikte eğitim yapsın, hatta grup eğitimleri olsun dilemiştim. Ne mutluluk verici ki şimdi Türkiye’de artık pozitif eğitim ve yavru köpek grup eğitimleri konusunda güzel çalışmalar yapılıyor. Pozitif eğitim tüm köpek sahiplerinin mutlaka incelemeleri ve uygulamaları gereken bir yöntem.
Efe’yi doğal beslenmeyi öğrendikten sonra kuru mamasının yanında günlük olarak kasaptan aldığımız çiğ kemikler ve meyvalarla besledik. Yanımda yaşamadığı için kedilerimdeki gibi %100 çiğ beslenmeye geçemesem de, dişlerindeki tartar oluşumunun az olması iyi bir göstergeydi. Herhangi bir çiğ yemek sorunu yaşmadı. O donmuş kemikleri bir kaç dakikada unufak edip yutardı.
Hayvanlardaki aşılarla ilgili yan etkileri ve gereksiz rutin uygulamaları öğrendikten sonra Efe hayatının son senelerinde hiç aşı ve pire damlası olmadı. Veteriner hekimlerin uyarmaları boşuna çıktı. O korkutulan köpek hastalıklarına yakalanmadı. Hayatı boyunca çok sağlıklıydı.
Efe bana en zor anlarımda en büyük destekçilerimden olmuştu. Üzücü ayrılıklardaki ağlama duvarım, mutluluklarımda da sevincimi paylaşan dostum olmuştu. Evlenip kendi daireme taşındıktan sonra Efe alışık olduğu bahçesinde ailemin evinde kalmıştı. Artık her gün görüşemesek de birlikte olduğumuzda çok mutlu vakit geçiriyor ve zevkle hoplama, zıplama numaralarını yapıyorduk. Ben de her seferinde hayalimde Efe’yi kendi bahçeme yanıma aldığımı hayal ediyor, onu yanıma alacağıma söz veriyordum.
Zaman içinde Efe’nin etrafındaki insanların görevleri belli olmuştu. Ben oyun ve eğitim arkadaşı, annem uzaktan seven ve bir iki numara öğreten insanı, babam her gece elma veren ve seven insanıydı. Bahçemiz ile ilgilenen bahçıvanımız aynı zamanda Efe ile günlük yemek ve gezdirme konusunda da ilgilendiği için en iyi dostu oluvermişti. Bir kez elini uzatıp sevsin diye Efe’nin nasıl ezilip büzüldüğünü görünce anlamıştım en çok onu sevdiğini. Belki de gizlice Efe ile paylaştığı poğaçalarıydı sırrı.
Ailem bir kaç sene önce Efe’nin bahçede serbestçe gezdiği evden çıkmış, sitede içinde ufak bir daireye taşınmıştı. Babam Efe’ye sitede özel bir yer ayarlamış, bahçeye alışkın Efe şimdi de sitenin güvenlik köpeği olmuştu. Böylece Efe yanımızda kalmıştı. Ancak site hayatı Efe’yi memnun etmedi. Serbest gezmeye alışkın hayvanlar kafeste çok sıkılıyorlar. Geceleri havlamayı ve diğer köpeklerle haberleşmeyi seven Efe sitede daha çok havlamaya başlamıştı. Gezilerinin artması, kendisini seven güvenlik görevlilerinin yanında oturmak ona yetmiyordu. Hele bahçıvanımız da sağlık sorunlarından dolayı işten ayrılınca Efe içine kapandı. Ben yanına gittiğimde onu biraz neşelendirsem de yokluğumda tekrar durgunlaşıyordu. Kimseye yüz vermiyordu.
Cesar Millan’ın yeniden sahiplendirme programlarını izleyerek cesaretlendim. Bir sene karar vermeye çalışarak geçirdim. Efe’yi sonunda istemeye istemeye aile ortamına bahçeli bir eve yeniden sahiplendirmeye karar verdim. Efe’ye bu kararımızı anlattım. Türkiye’nin farklı şehirlerinden Efe’yi almak isteyen duyarlı hayvanseverler çıktı. Hepsi de birbirinden alakalı ve istekli idi. Ancak Efe kendi kararını verdi. Havladığı için istenmediği bir sitede yaşamayı, hele bizsiz yaşamayı hiç istemedi. Sonunda kendini kapattığı gibi hiçbir sağlık sorunu yokken ansızın kalbi durdu. Ölümü bize sürpriz oldu. Ona sözümü tutamamış olmanın verdiği üzüntüyle de ağlamaktan gözlerim şişti, gece gözlerimin ağrısından uykuya dalamadım. Günlerce kendime gelemedim. Aylar sonra Efe’nin anısına uzun sayfalar dolusu bir yazı dizisi hazırladım. Gece yarısında uykum gelmiş bir halde yazıyı düzeltmeye çalışırken yaptığım bir tuş hatası yüzünden yazımın hepsi silindi. Aylarca elim tekrar yazmaya gitmedi, ta ki bu gece yarısına kadar.
Buradan Efe ile ilgili ilanıma dönen tüm hayvan dostlarına tekrar teşekkür ediyorum. Bir kısmına gerçeği anlatmaya dilim varmadı, “Efe sahiplenildi” dedim. Bir kısmına telefonda dayanamadım ağladım. Efe’yi İstanbul toprağı sahiplendi. Toprağın bol olsun sevgili kurdum. Seni çok özlüyorum.
Başak Pirtini
lesliYan
11 Aralık 2012
Çok duygulandım Başak. Zaman geçse bile paylaşımlar, duygular baki kalıyor böyle bir kaybın arkasından. Güzel güzel, huzur içinde uyusun Efecik. Biz de onu burdan anarak ruhunu taçlandıralım.
Jale
11 Aralık 2012
Göz yaşlarımı tutamadım, sanırım onların sevgisi bizim algıladığımızdan çok, çok daha fazla. Efe’nin sizin yüreğinizdeki yeri baki, şimdi bu öyküyle bizimkine de girdi…
handeburdg
12 Aralık 2012
Sevgili Basak, aglaya aglaya okudum yazini, cok etkilendim. Efecik huzur icinde uyusun. Ben de amerika’ya tasinirken Caria’yi yanimda getiremedim, kalp hastasi oldugu icin. ama annem ona, o da anneme cok baglandi. Taa ki gecen yila kadar… maalesef 15 yasinda kaybettik. Acini cok iyi anliyorum.
basakpirtini
14 Aralık 2012
Yorumlarınıza teşekkür ederim en acısı kaybetmek malesef ama bu onların sevgisinin sonu demek değil bununla avuntu buluyorum. Kalbimde yeni köpeklere her zaman yer var.
memduh yassıbaş
06 Nisan 2019
merhaba başak hanım yazınızı okurken inanın bilgisayarım su içinde kaldı bende albusumu kaybedeli henüz 2 gün oldu bu acıyı nasıl hafifletirim diye araşırırken yazınızı okudun oglum 14 cok saglıklı bır kurttu evden gezmeye cıkalı 5 dakıda olmadan kendini yere attı ve sessizsedsasız gitti ne yaptıysam malesef geri dönrümedim beni zamansız bıraktı bense köpeklerin ömrü 10 yada iyi bakılırsa 15 yıl oluyordiye duymuştum ama albusum ben daha yolun başında 14 aylık ken bıraktı gitti ..şimdi ne yapmalıyım bu acıyı nasıl hafiletirim doktorumdan ilac tavsiyesi almama ragmen devamlı aglıyorum biliyorum albus artık melek geri gelmiyecek..05322002273 sizinle konuşmak isterim..
Aytekin arslan
03 Haziran 2019
Acınızı anliyorum 13 aylık bir van kaybettim Kalp krizinden 2 ay oldu daha dün gibi allah sabirlik versin.
Şensu
11 Nisan 2014
Ölen hayvanlarımızla nasıl iletişim kurabiliriz biraz açıklayabilir misiniz lütfen
ömür
24 Haziran 2014
benimde dün öldü köpegim başak hanım 😦 oda alman kurduydu pablo adı kahrolduk
Bilge Ö.
18 Eylül 2014
Ağlattınız beni…. Tıpkı sizin Efeniz gibi bizim de yıllarımızı paylaştığımız Kralımız 23 temmuz 2014 te hayata veda etti… Kralıma ölümünden 11 ay önce kanser teşhisi koyulmuştu, o an dünyam yıkıldı, onu kaybetmeyi düşünmek bile kalbime dokunan en büyük acı idi… Çok zorlu bir süreç yaşadık haftanın 2 günü tahliller, kemoterapi derken 11 ayı geride bıraktık, amerikadan kanser tedavisi için ilaçlar aldık, kanser ile mücadele de kullanılan bütün alternatif tıp yollarını denedik, kimi zaman doktorlarımız bile umutlandı iyileşebileceğine o kadar inandık, inandırdık ki…. Ta ki 20 temmuz gününe 3 gün 3 gece hiç uyumadık ne Kralımız ne ben ne annem…. Ayrıntıları anlatıp o anları tekrar yaşamak istemiyorum, hala düşündükçe ağlamaktan kendimi alamıyorum… Kuzumun kemik iliğine kadar kanser illeti işlemişti ve artık acı çekmesine de dayanamıyorduk, o ağladıkça biz ağlıyorduk…. ve 23 temmuz günü 14.05 te kuzumuz bedenen bize veda etti ama ben biliyorum ki o benim hala enerji kaynağım, benim koruyucum, meleğim, hayatımın anlamı, ruhu hala bizimle ve hayatımın son anısına, son anına kadar benimle olucak….
simin suyolcu dede
24 Şubat 2015
size bağlı bir hayvanı kendi mantık çerçeveniz içerisinde sahiplendirmeye karar vermeniz asla kabul edilemez ve affedilemez. Efe ye çok üzüldüm, ondan vazgeçmiş olmanızın acısı canına malolmuş.
ECE
05 Mayıs 2015
Hayvanın acı çekmemesi için onu sahiplendirmenin bence kabul edilemez bir tarafı yok. Başak Hanım’ın da ondan vazgeçmiş olması gibi bir durum yok. Onu sevdiği ve acı çekmesinin istemediği için yapmış ve köpeğin isteği doğrultusunda da vazgeçmişler. Onun iyiliği için kaç yıllık dostunu başka birine vermeyi göze almak onu ne kadar sevdiğini gösterir, vazgeçtiğini değil.
yavuz
23 Temmuz 2015
İşyerindeyim ve ağlıyorum…..
zekiye dincer
27 Temmuz 2017
cok duygulandim ..bende kedim pepe yi 1 hafta once kaybettim , oglum ile 5 yildir birlikte idik ..ani gidisi beni yok etti , dagitti ..savruldum acidan ..:( sizi cok iyi anliyorum , insana evlat acisi gibi koyuyor bu kayiplar ,, ruhlari huzur icinde olsun …
Mehtap
09 Ekim 2018
Mehreba çok rica ediyorum lütfen bana yardımçı olun
umit
24 Aralık 2019
2019 aralıgında denk geldıgım bır yazı bu benı de cok etkıledı ıstemeye ıstemeye bınaya tasındıgımız ıcın bız de kopegımız cesuru yasadıgımız ılcede sahıplendırmek zorunda kaldık bazen gormeye gıtsem de yanı basımızdayken bırlıkte gecırdıgımız gunlerı cok ozluyorum ve ben cesuru bır barınaktan aldım el kadar yavruyken sevgımı verdım buyudukce o da buna kayıtsız kalmadı sımdı cok cok uzgunum onun sayesınde sokak hayvanlarına daha da duyarlı hale geldım…. bana cok sey ogrettı konusamasa da bakısları yettiii