Hazır hissetmek gerek. Bir canlı ile hayatınızı paylaşmanız için her şeyden önce kendinizi hazır hissetmeniz gerekli.
Pet Shop’lardan köpek satın alınmasına oldum olası karşıyımdır. Bu konu derin tabii ki. Uzun uzuuun tartışılabilir. Bu nedenle bir hafta sonu kendimi ayarlayıp barınağa gidip vakit geçirip, dört ayaklı bir bebeyi hayatıma almayı planlıyordum ama hayat planlandığı gibi gitmiyor… 🙂 Bu bazen iyi de oluyor.
Ben hazırdım. Benim Mayacım da hazırmış ki o akşam eve dönerken durduğum kuru yemişçinin önünde “Aaa! Bu yeni sahibim olsa gerek!” diyerek Rintintin edası ile kucağıma atladı! Ben de onun kafasından ve hatta kendisinden büyük kulaklarına vuruldum.
Adı Marley idi. O zamanlar “Marley & Me” filmini izlemediğim için isim bana çok da anlamlı gelmemişti. Ne olsun ne olsun diye düşünürken “hayat mayası” anlamında Maya ismini buldum kendisine. O da yadırgamadı sağolsun!
Bu isim ile ilgili tabii ki başıma ilginç olaylar geldi. Öncelikle babam “neden yabancı isim koydun kızım? Boncuk falan deseydin” dedi. Ben de “yok baba bu Türkçe, bildiğin ekmek mayası gibi Maya bu!” diyerek açıklamaya çalıştım.
En ilginç olay ise bir çocuğun abla bunun ismi nedir sorusuna Maya yanıtını verdikten sonra aldığım yanıt oldu: “Yok kabartma tozu! Ne biçim isim abla o öyle!” Maya’nın ismini doğru algılayıp yorumlayan da bir tek o çocuk oldu.
Pekii Maya’nın cinsi neydi acaba? Rottweiler ve Alman Kurdu kırması olduğu söylendi bana. Tipine bakınca öyleymiş gibi durmasına karşın huylara bakınca tam bir Husky… Kafasına buyruk ve itaat etmek en son ilgilendiği konu. Mesela ormanda, dağda, bayırda, kırda sahibinin dibinden ayrılmayan köpekler vardır ya! Hah işte Maya onlardan değil! Islık çalınca geri gelen bir köpeğim olmasını çok istemiştim ama kısmet değilmiş. Öyle ki daha 3,5 aylıkken yakalamak için peşinden 1,5 saat koştuğum oldu… Ama Maya beni çok iyi eğitti, çok güzel top geri getiriyorum mesela… 🙂
Maya’nın cinsi sorusunun yanıtı ise benim için o ilk gün sorduğum zamankinden çok farklı artık. Maya çok cins bir köpek! Hayatta tanıdığım en cins köpek! Cinsin önde gideni!
Maya 2009 yılının Temmuz ayında benim köpeğim oldu. Ama sanırım ben onun insanı olduğumda bunun üzerinden bir yıl geçmişti.
Zeynep Bilgi
13 Nisan 2012
Maya’nın nasıl Maya olduğunu hiç tahmin edemezdim… Maya ile tanışmak için can atıyorum.
Bu arada ıslık çalınca gelen bir köpeğin olabilir.. Hiç umudunu kesme. Benim önerim şu: halen geliyor olduğu durumlarda ıslık çal (sahtekarlık olacak, ama gelmek ve ıslığı ilişkilendiriyoruz çaktırmadan).. Islık eşliğinde geldiği her sefer ona en sevdiği mamalardan ödül ver. Bu ödül sürekli olmayacak, ancak başlarda onu ıslık-insanına gelmek-mutlu son zincirine şartlayacak.. Yanında mama yoksa, ıslıkla geldiği her sefer kısa da olsa bir oyun oyna veya gögsünü sıvazla.. Islık çaldığında ve kafasını sana çevirdiğinde ve daha sonra gelmeye yeltendiği anda ona “aferim kızım”ı bas. Yani yanına gelmesini bekleme, istediğin davranışa başladığı anda sözle ödüllendir.
Bu yine de her ıslık çaldığında geleceğine garanti değil. Ancak yine de ıslık ve mutlu sonu ilişkilendirmesi durumunda büyük oranda başarılı olacaksınız demektir.
Ha bir de, oyunu sonlandırmak için, kayış takmak için vb istemediği şeyler için ıslıkla çağırma… Islığa karlılık verişi mutlu son olsun, gerekiyorsa geldikten 1-2 dk sonra tak kayışını.
Bizde laf çok 🙂
damlamaya
13 Nisan 2012
Neler denemedim ki… Ceplerimde sosisler taşıdım, sevdim oynadım, koştum coştum… 🙂 ama bahsettiğim gibi Maya gerçekten cins bir köpek…
İki ya da üç eğitmen ile de görüştüm. Onlar da yol gösterdiler, pozitifi oluşturmak ve pekiştirmesini sağlamak hususunda. Lakin sonuç şu oldu; ıslık çalınca ya da buraya gel komutu ile yanıma çağırmaya çalıştığımda bana bakıp, gözleriyle “sen takıl hayatım, ben bi iki kedi daha kovalarım, bir iki de fare bakarım sağda solda… gelirim sonra!” dedi!
Eğitim çiftlikleri zaten kabul etmediler kendisini. Gündüz kreşi olarak bize kapısını açmış olan çiftliğin yaklaşık 1,5 m yüksekliğinde tellerinden atlayarak etrafı keşfe çıkınca bizim “cins” o çiftlikten kovulduk! Kibarca tabii… Diğer bir köpek çiftliğinde, çiftlikten kaçılacak tüm noktaları keşfetti kendisi! Çiftliğin sahibi; “12 yıldır bu işi yapıyorum, böyle hayvan görmedim. Çiftlikten bu şekilde kaçan bir kangalımız vardı, başka da köpek olmadı!” dedi. En son beni aradıklarında “Damla hanım Maya yine tüydü, bu sefer nereden çıktığını bilmiyoruz ama!” dediler. Ben de “bekleyin bi 15 dakika, kafasına takılan bir şey olmuştur, ona bakıp gelecektir. 15 dakika sonra gelmezse endişelenmeye başlarız!” dedim. 15 dakika sonra çiftliğin kapısına oturmuş geleni geçeni seyrediyormuş…
Bu şekilde davranan bir köpeği görsem içimden kesin şu yorumu yaparım; “hayvanı yeteri kadar gezdirmiyorlar ki kaçıp duruyor… yazık…” Lakin Maya her sabah minimum 20 dakika, akşam üzeri minimum 45 dakika (30 dakikası kadarı koşma) ve her gece minimum 20 dakika hem ihtiyaçları için hem de tepişmek için dışarıda oluyor…
Velhasıl kelam denemediğim yol yöntem kalmadı… Beni takip etmeyi seviyor kır bayır yürüyüşlerimizde, lakin yanımdan yürümesi (hayali) ancak kafasına eserse ya da yorgunsa oluyor… Neleri denediğimi uzun uzun bir yazıya dökerim bir gün… Başta da dediğim gibi; Maya benim bildiğim en cins köpek! 🙂
Zeynep Bilgi
13 Nisan 2012
hay maşşallah!
damlamaya
14 Nisan 2012
ben de kendisine bin kere maşaaallaahh diyorum… sonuna kadar ben buyum diyor… saygı duyuyorum… 🙂
muzafferabla
14 Nisan 2012
insanı hayvandan ayırarak bir hata yapıyoruz aslında (bu hatayı yapmamak da mümkün değil diğer taraftan). Tüm hayvanların birer birey olarak bağımsız karakterleri, huyları var. Bu da çok doğal. Sinirlisi, hırslısı, kibirlisi, tevazu sahibi, eşcinseli, maçosu, sıcak seveni, cacık seveni… insanı hayvandan ayırmamak lazım dediysem de, hayvanı insandan ayırmak lazım.
damlamaya
14 Nisan 2012
karakter sahibi oldukları kesin… mesele aslen uyum meselesi, beklenti meselesi, sabır meselesi…
ayırmak gerek… ama doğru yerlere koyulabildikleri sürece ayırmak gerek… 🙂
damlamaya
18 Temmuz 2012
Reblogged this on damlamaya.
yusa
17 Kasım 2016
vay be benim köpeğimde çok benziyor dostunuza