sosyal köpek

Posted on 23 Ekim 2011 tarafından

0


Köpeğinizin insanı olarak ona yapabileceğiniz en büyük iyilik, yavru iken onun insanlarla, diğer köpeklerle ve karşılaşabileceği tüm canlılarla sosyalleşmesini sağlamak.

“Henüz 3 aylık olmadan 100 kişi ile karşılaşmış olması gerek” diyor pozitif köpek eğitiminin öncülerinden Ian Dunbar. Yavru köpeğiniz için ev partileri düzenleyin diye öğütlüyor Dunbar: “gelenler leziz mamalar ile köpeğinizi eliyle beslesin, onunla oyunlar oynasın.” diyor. Değişik yaşda çocuk-kadın-erkek, değişik kıyafetlerde (büyük şapkalı, sırt çantalı vb aksesuarlı) insanlarla erken yaşlarda tanışmasını salık veriyor.

Yavru iken elden ele dolaşması, bol bol sevilmesi ilerde insanlardan ne bekleyebileceği konusunda onu alıştırmış olur. “İnsan iyi birşeydir, iyi şeylerle gelir (oyun, mama gibi)”, diye şartlanması ilerdeki pek çok sorunun önüne geçecektir. Bu olası sorunlar arasında yabancılara havlamak, hırlamak, ısırmak, çocuklarla bir arada olamamak sayılabilir. Ancak bir şartla; erken yaştaki sosyalleşmenin yavru köpeğin toleransını zorlamaması, aksine güzel anılara dönüşmesi  gerekiyor. Kaş yapalım derken göz çıkarmayalım. Tolerans sınırı her yavruda farklıdır; köpeğimizi tanıyarak ve her karşılaşmayı yakından takip ederek, onun fazla zorlanmasını önleyebiliriz. Sosyalleştirme yerine kaygı ve korku içinde bırakmayalım.

Sadece insan değil, diğer köpeklerle  ve hatta diğer hayvanlarla bir araya gelmesi çok önemli; kediler, tavuklar, koyunlar, aklınıza ne gelirse. Tabi her biri ile karşılaşmanın iyi bir tecrübeye dönüşmesi kaydıyla.

Bizim köpekle yaşamımız hazırlıksız başladı. Hiç beklemediğimiz anda köpek insanı olduk. Fakat biraz bilerek, biraz bilmeyerek yaptığımız bazı iyi şeyler oldu. Bunlardan biri, Dost yavru iken her fırsatı değerlendirip onun insanlarla ve diğer köpeklerle tanışmasını sağlamak oldu. Hatta aşılarının bitmesini bile bekleyemedik – ki sağlık açısından riskliydi. Fakat bir konuda eksiğimiz oldu: o da tavuklar. Dost tavukları 4 aylıktan itibaren kendi alanından uzaklaştırdı. 7 aylıkken de onları kovalamaya başladı. 8 aylıkken ilk tavuğunu yakaladı ve 9 aylıkken bu konuda kendimizi yetersiz hissedip, bir eğitim merkezinden yardım istemek zorunda kaldık.

Köpeğin sosyalleşmesine dönersek, “yumuşak davranma, şımarmasın”. “Fazla sevme yılışmasın” şeklinde size de akıllar verenler oluyordur. Hatta işi iyice ileri götürüp köpeğe eziyeti işin gereği olarak bilenler de vardır. Ne de olsa köpek köpektir ve yabancılara hırlamalı, sahibini korumalıdır. Bu yolla ancak köpeğin psikolojisinin bozulduğunu bilmeliler. Huzursuz, ürkek bir köpek sürekli korunma güdüsü içinde olacaktır ve bu da onu saldırgan, havlayan bir köpek yapar.

Sosyalleşmede sorun yaşamış bir köpekle yaşamak sürekli tetikte olmayı gerektirir: köpeğiniz çevrenizdeki kimilerini rahatsız edebilir, korkutabilir, ısırabilir. Şikayet ve tehditlerle uğraşmak da size düşer. Oysa sosyal bir köpeğiniz varsa derdiniz de az olacaktır. Üstelik köpeğinizin size olan bağında hiç bir azalma olmayacağını söyleyebilirim.

Evet ne demiştim, Köpeğinizin insanı olarak ona yapabileceğiniz en büyük iyilik, yavru iken onun bol bol sosyalleşmesini sağlamak..

Zeynep Bilgi