“El çizimi dijital animasyonun İngilizlere has keskin mizah anlayışıyla birleştiği film, hem köpek sahiplerine hem de insanla köpek arasındaki ilişkiyi anlamakta güçlük çekenlere hitap ediyor.” diye başlıyor “My Dog Tulip” filminin kutusunun arka kapağında yer alan filmin açıklaması kısmı.
Filmi rafta gördüğümde önce çizimleri dikkatimi çekti. Yaşlı bir adam ve yanında çirkince çizilmiş bir Alman kurdu. Sonra ismini okudum “My Dog Tulip”. Kilit kelime filmin isminin içerisinde geçiyor; dog! Haliyle film sepette.
Film kutusunun kapağında filmi seyrettikten sonra dikkatimi çeken cümle ise şu oldu; “Karşılıklı bağlılığın bu tuhaf hikayesi, yılın aşk filmi olabilir.”
Gerçekten tuhaf bir filmdi. “Köpeğin insanı” kavramını çok iyi anlatıyor film.
“Filmin içerisinde kendimden çok şey buldum” klişe cümlesini kullanmadan geçemeyeceğim. Aslında köpek sahiplerine ve yeni köpek edinmek isteyenlere anlatmaya çalıştığım ve Cesar’ın anlatmaya çalıştığı şeyleri gördüm. Vakti zamanında benim de anlamaya çalıştığım, şimdi de anladığımı sandığım şeyler bunlar.
Filmde iki nokta çok hoşuma gitti.
Köpeklerin ve sahiplerinin veterinerlerle olan ilişkilerinin anlatıldığı kısımlar oldukça manidardı. Filmde geçen olayları anlatmayayım. Ama bir detayı da vermeden geçemeyeceğim. Birçok veteriner ile sorun yaşayan Tulip bir başka veterinere daha gösterilmek üzere insanı tarafından muayenehaneye götürülür. Tulip’in insanı “onu zapt edemiyorum, sorunlu bir köpek olduğu için sizden özür dilerim” diyor. Veteriner ise “sorun Tulip’te değil sizde!” diyor. Bu cümle benim için çok şey ifade ediyor. İzlediğinizde size neler hissettirir ki acaba?
İkinci hoşuma giden nokta ise Tulip’in insanının Tulip’in işemelerini tanımlamasıydı. Tulip’in iki türlü işeme sitili var. İlki ihtiyaçtan ötürü işeme. Popo iyice yere çöküyor, arka bacaklar açık ve yere olduğunca yakın. Tulip sıkışmıştır ve bu pozisyonda salar bütün çişini. İkincisi ise sosyal işeme. Arka bacaklardan biri havada olmak koşuluyla, bir damla bile olsun hoşuna giden şeylerin üzerine işer.
Filmde eleştirebileceğim bir nokta var. Tulip ve insanının ilişkisi anlatılırken hikayede Tulip’in çiftleştirilmeye çalışılması konusuna çok uzun ve fazlaca yer verilmiş.
Benim için en vurucu nokta ise Tulip’in yavruları ile ilgili olarak Tulip’in insanının yaşadığı ruh haliydi.
Bu arada filmin çizimleri ve anlatılan hikayenin çizgi haline getiriliş tarzı benim çok hoşuma gitti.
Film hakkında ayrıntılı bilgiye IMDb’nin sayfasından ulaşabilirsiniz.
DamlaMaya
Bu yazıdaki görseller film.com.tr ve filmadami.com adreslerinden alınmıştır.
aychaist
22 Temmuz 2012
Köpek almayı düşünen her arkadaşıma izlemesini salık verdiğim film:) British sense of humor ise harika.
lesliYan
25 Temmuz 2012
Damla, filmi nerden aldın? Idefix’ten ümitliydim, ama bulamadım malesef.
damlamaya
25 Temmuz 2012
Ben D&R’da buldum. İnternetten de satışı var sanırım.
http://www.dr.com.tr/00000,999,999/Ara=k%C3%B6pe%C4%9Fim+tulip
lesliYan
25 Temmuz 2012
Süper. Teşekkürler.
zeynepbilgi
15 Kasım 2012
Ha ha… Ancak buldum izledim. Tüm yorumlarına katılıyorum Damla’cım. Bence de “köpeğim bir kez olsun annelik/babalık duygusunu yaşasın” diyenlere önermek istiyorum ben de 🙂