Yaz geldi, hava sıcak, oğlanlar evde pelte. Oğlanlar diyorum çünkü Gandalf bir süreliğine bizde yine. Onlara haftasonu gezmesi olsun, bize de kaçamak diyerek attık kendimizi şehir dışına. Coffee de Gandalf da bir mutlu bir mutlu. Arabayla bir yere gidiyoruz ne de olsa.
Vardık yeşilli, ağaçlı, bahçeli haftasonu mekanımıza. Oğlanlarda bir heyecan bir enerji. Ok gibi arabadan fırlamaca, koştura koştura her tarafı koklamaca, sağa sola bir sağ bacak bir sol bacak arkasından imzaları atmaca.
Birden bir ses, viyk viyk viyk, hef hef hef!
O da kim?
Komşular 1 aylık küçük bir sokak köpeğini, kısaca sokköyü şantiyeden getirmişler, bahçede gezdirmedeler. Bir tatlı bir bıcırık. Bizimkilerden hem korkuyor hem peşleri sıra koşuyor da koşuyor.
Adı ne dedik.
Kofika dediler.
Küçük torun sanırım biraz Coffee’nin etkisiyle bir isim uydurmuş, bakmışlar zor, kısaltmışlar Kofi demişler. Sonra bizim Coffee akıllarına gelince Kofika’ya çevirmişler.
Kofika daha adının farkında değil elbet. El çırpmaya da geliyor eteklerimin hareketine de. Ama en güzeli bizimkiler bir ses duyup havhavhavhav diye fırladıklarında bu da hemen peşlerinden ortalığa koşuyor, abilerinden güç alıp koroya katılıyor. Tabi ses biraz sinek vızıltısı gibi çıkıyor. Olsun. Kofika daha 1 aylık, ama daha şimdiden hemen her şeyi öğreniyor. Kaldırım kenarında durup aşağıya dört ayak zıplamayı bile. Coffee abisini seyredip seyredip gözlemledi. Sonra hemen arkasından ön iki patiyi ileriye atıp çiçeklerin üstünden zıplamayı denedi. Arka ayaklar kısa gelip totoyu kaldıramayınca her seferinde arka iki ayaklarla kıç üstü düştü kerata, ama gözümüzün önünde, o dakikada seyretti ögrendi hemen mesela.
Yemek vakti geldiğinde bizdeki sıralamaya göre önce Coffee, akabinde Gandalf yemeklerini yemek üzere sıraya geçtiler. A aaa, bastıbacak Kofika Coffee’nin tabağının içinde nerdeyse. Coffee bu, eski sokkö, deneyimli barınak köpeği. Bırakır mı malını bu bastıbacağa? Haşa! Hırlaya gırlaya hopur hupur mamasını yerken Kofika’ya zırnık koklatmadı bizim ukala. Halbuki kibarcık Gandalfcık daha yemeğini bitirmeden mama kabındakileri kaptırdı Kofika’ya! Şimdiden karakter kendini nasıl belli ediyor, kaç puan ufaklığa?
Ufacık tefecik minik Kofikacık karnını doyurduktan sonra, sıcak bir yatak arar oldu adeta. Alasını da buldu sonunda. Nerde derseniz, cevabı teker teker hepimizin ayağında.
Bu komik üçlüden birkaç kuple resim sizlere hediye. Haftasonu yazısı dediğin biraz gülümsetsin, az biraz hafifletsin, bir tat bir doku bıraksın hepimize diye.
İyi haftasonları..
Neslihan
mindmills.wordpress.com
Not: Yazıyı cep telefonumdan giriyorum. Sürç-i lisan edersem affola.
lesliYan
24 Haziran 2012
Reblogged this on mindmills and commented:
Kofika’dan sevgilerle.. 🙂
uphilldowndale
24 Haziran 2012
I don’t know what the words say, but I like the pictures!
lesliYan
24 Haziran 2012
Thanks for the comment and stopping by. 🙂 The post is about our Springer Coffee and his Setter cousin Gandalf (Gandalf’s my sister-in-law’s dog, staying with us from time to time) on their weekend get away, meeting the stray puppy ‘Kofika’ (the name’s derived from Coffee, pronounced in Turkish). Kofika is a 1-month-old, smart, fast learner. He was either in between Coffee’s legs, biting his tail or barking along with his elder brothers pretending to protect the neighborhood. Yet, he’s still in search of a warm, cosy soul, always landing on our feet at the end of the night..