Bugün beni çok etkileyen bir hikaye paylaşacağım. Öyle ki hikaye büyümüş ve içine binlerce başka hikaye almış. İnsanlar ve hayvanlarına dair bir hikaye bu. San Francisco’da geçiyor.
Hasta ve güçsüzler için yemek dağıtan bir hayır kurumunda gönüllü çalışan Sara, yaşlı bir kadının kapısında. Yaşlı kadın:
– Etli konservelerden var mı?
– Bugün yok, ancak yarın sizin için bakarım.
– İyi olur; Harry için!
– Harry, Kocanız mı?
– Hayır köpeğim!
Sara, kurumdaki diğer gönüllülerle yaptığı sohbetlerde, kıt kanaat dağıtılan yiyecekleri köpek veya kedileri ile paylaşanların hiç de az olmadığını farkediyor. Kurumun yöneticilerine durumu aktararak, bu insanlara kedi – köpek maması da vermeyi teklif ediyor. Ancak yöneticiler köpek ve kedinin bu durumdaki insanlar için bir lüks olduğunu savunarak teklife sıcak bakmıyorlar. Hatta, çözüm olarak hayvanların muhtaç kişilerden alınarak, başka evlere sahiplendirilmesini öneriyorlar.
Oysa gönüllüler, ailesinden ve dost çevresinden uzaklaşmış bu yardıma muhtaç insanların en büyük ve belki de tek dayanaklarının kedi veya köpekleri olduğunu farkediyorlar. Bunun üzerine, bir grup gönüllü, hasta ve güçsüz insanların kedi ve köpekleri için mama tedariki ve dağıtımını yapmak üzere bir araya geliyor.
“PAWS – Pets Are Wonderful Support” 1987 yılında işte böyle doğuyor.
Bu gönül hikayesine de böyle bir isim yakışır: “Paws” patiler; veya “Pets are Wonderful Support”un (ingilizce “ev hayvanları harika desteklerdir”) baş harfleri.
Paws’un hedefi, hasta ve güçsüz insanlar ve hayvanları arasındaki bağı korumak, bu yolla iki tarafa güç vermek. PAWS’a göre köpek ve kediler, insanları üzerinde, tüm ilaç ve tedavilerden daha etkili. Yardım ettiği insanlar arasında düşük gelirli yaşlılar, engelliler ve AIDS hastaları yoğunlukta. Bu hastaların bir kısmı yataktan, evden veya hastaneden çıkamaz haldeler. Dolayısı ile mama haricinde de ihtiyaçlar olduğunu gören PAWS hizmetlerini genişletmiş: parazit ilaçları, kedi kumu, tasma, oyuncak temini; veteriner, bakım ve banyo hizmetleri; köpek gezdirme gibi. Gönüllüler, hastanede kalanların köpek ve kedileri ile görüşebilmelerine de aracılık yapıyor. Köpeğinin bir ziyareti ile tedaviye yanıt vermeye başlayan hastalar olmuş. PAWS’da insan-köpek ilişkisine dair hayretler uyandıran hikaye çok.
Sahiplerinin ölümü durumunda bu köpek ve kedilere yeni evler bulmak da PAWS’ın uğraşı alanları arasına katılmış. Bazen de PAWS’ın kadrosuna alınmış bu patiler. Bunlardan bir kedi şu anda ofis yöneticisi konumunda ve hedefi başkan olmakmış…
PAWS, 2012 yılında San Fransisco’da 550 gönüllüsü ile 800 hastanın 1000’in üzerinde ev hayvanına mama, bakım desteği veriyor. San Fransisco dışında ABD ve Kanada’da onlarca şubesi var. Gelirini kişiler ve özel kurumlardan gelen bağışlardan sağlıyor. Sivil olmanın gereği olarak devlet ve belediye desteğini kabul etmiyor.
PAWS ile ilgili bilgiye ulaşmak için web sayfasına buradan ulaşabilirsiniz. Bu hikayeyi Sharon Sakson’un bir kitabında okudum; onu da kaynak olarak vermek isterim: Paws & Effect – The Healing Power of Dogs.
PAWS’ın hikayesi insanı hafifleten, ilham veren, sanki dünyanın daha iyi bir yer olabileceğine dair umut veren bir hikaye. Ne dersiniz?
Fotoğraflar, PAWS’ın facebook sayfasından alınmıştır.
http://www.youtube.com/watch?v=HN3m7eYWjws&feature=player_embedded#!
muratkazdal
22 Haziran 2012
Super konu.
En az bir senedir boyle bir olusumun hem hayvanlar hem insanlar icin Turkiye’de ele alinmasi gerektigini dusunuyorum. Malesef cok sosyal projeler insani degilim, senin hem tecruben, hem egilimin bu is icin ideal saniyorum, niye el atmiyorsun?
zeynep bilgi
22 Haziran 2012
Evet tam benlik bir konu Murat 🙂
İçimde kaynatıyorum şimdilik bu ve benzer konuları. İşte biraz blog aracılığı ile dışa vurabiliyorum. Dilerim bir gün tam eyleme de geçebilirim. Hayallerim çok. Umarım bir gün olur. Destek ve moral için teşekkürler.
Basak
24 Haziran 2012
harika bir yazı olmuş, eline sağlık Bilgicim. Hayvanların hasta sahipleri üzerindeki etkileri gerçekten bilimsel olarak da gösteriliyor. Aynı şekilde hayvanlar hasta sahiplerinin hastalıklarını o kadar yakından yaşıyorlar ki, onlar da aynı hastalıklara yakalanabiliyorlar 😦 Umarım sosyal bir proje olarak ülkemizde de gönüllüler bir araya gelir 😛
nanacnuhro
25 Haziran 2012
🙂 beraber yapariz Bilgi.
zeynep bilgi
27 Haziran 2012
Harika! Bir ekip olduk işte… Öyleyse yapabiliriz… 🙂
Ugur Zeydanli
29 Haziran 2012
hem yaklasimi hem de ismi super olmus…
zeynep bilgi
29 Haziran 2012
Ne güzel, Uğur gelmiş blogumuzu ziyarete ve beğenmiş 🙂 Daha ne isterim.