Seyahate giderken arkamda kıştan kalma duygusal bir yazı bırakmıştım, Coffee’nin kuzeni Gandalf’ın bizde 2,5 ay kaldığı döneme dair. Bir tane de dönünce. Bir şekilde mesaj göndermişim herhalde, günün sürprizi pat diye çıkageldi!
2 gündür benim Bey ve Coffee yoklar, ormanda baba oğul keyif yapmaktalar. Ben de evde biraz buruk ve yalnız, şehirde biraz özgür ve bekar, tekilliğin tadını çıkarıyorum. Dün görümcem aradı, Perşembe günü itibarıyla birkaç gün Gandalf’a bakabilir miyiz diye sordu. Seve seve dedim. Şehir büyük. Bizler de uzak köşelerinde oturuyoruz. Planım gün içinde gidip küçük atı almak.
Akşamsa konsere biletim vardı. Çıkışta telefonum çaldı, baktım görümce.
- Evde misiniz? Gandalf’ı getirdim, sizin ordayım.
- Hay allah, daha konserden yeni çıktım, 1 saat yolum var. Mümkünse biraz takıl bizim oralarda, geliyorum.
Tabi 1 saat az süre değil. Napsam acaba derken görümcenin aklına bizim evin anahtarının onda da olduğu gelmiş, aradı, söyledi. Küçük bir iki talimat verdim.
- Coffee’nin salondaki şiltesini koy, yatak odasının kapısını kapa, bırak oğlanı eve, ben gidiyorum şimdi.
Yemesinde, içmesinde, yemek öğünlerinde bir değişiklik olup olmadığını sordum. Bizde kalmaya başladığı dönemde önceleri günde 2 öğün yemek veriyorduk, bir sabah bir akşam. Baktık mızırdanıyor, yemek bırakıyor, veterinerine sorduk. Günde bir öğüne çevirip deneyin dedi. Hakikaten de işe yaramıştı. Coffee zaten sadece akşam bir öğün yiyordu. Aynı düzene girince ikisi de her gün sırayla hapur hupur mamaları bir güzel götürür oldular. O dönem Coffee de Gandalf da kilo aldılar, sağlıklandılar, tüyleri parladı.
Şimdi yine günde 2 öğün yiyormuş, ama biraz yememe, yemeğini bırakma durumu varmış. İyi dedim, gözlemleyerek bakarım durumuna.
Bir de yemek dışında evde yalnız kaldığında mızırdanıp mıyık muyuk ağlıyormuş ara ara. Dün evde bütün gün yalnız kalınca epey ses yapmış herhalde, apartmandan komşular görümceyi aramışlar sizinki vıyırdanıyor diye.
Bunlar kafamda eve süratlı olmasa da seri bir şekilde sürdüm arabayı. Park ettim, apartmana yürüyorum. Bir yandan parmak uçlarıma basarak gidiyorum ki bir ses, ağlama, uluma var mı duyayım bizimki geldiğimi anlamadan.
Kapıya kadar gittim, baktım ses yok, asayiş berkemal. Anahtarı kapıya sokmamla içerde tırnak seslerini parkede duydum. Küçük at kapı önüne geldi, beni bekliyor. Kapıyı açmamla bir heyecan silsilesi, bir ağlamaklı sesli sevinç gösterileri. O kuyruk, o kafa, o toto, her biri ayrı titremekte, silkinmekte. İki ayak üstüne çıkıp hoplamalar başlayınca ‘hayır, otur bakalım’ dedim.
Hemen komutu aldı, pat oturdu.
Küçük balet.
Gandalf’ın o kadar zarif bir oturuşu var ki. Uzun bacaklar, zarif gövde. Yukardaki resimde biraz kendini belli etmekte. Hım, kendisini tanıtmadım tabi. Gandalf bir Irish Setter. Coffee’nin gerçekten de uzun boylu kuzeni. Coffee ise bastı bacak English Springer Spaniel. Yanyana birbirlerine çok yakışıyorlar, aynı familyadan gibi duruyorlar, ama oldukça farklılar.
Neyse, ne diyordum, küçük at, küçük balet.
Oturdu oturmasına, ama o toto yerde heyecanla sevmemi beklemekte. Onun sakinleşmesi için ben de girişteki sandalyeye oturdum. Konuştum.
- Gandalf oğlum nasılsın? Gel bakalım. Özledin mi beni, bizi, bu evi?
Gandalf ikiletmedi. Geldi, kafasını koydu dizlerimin arasına. Öyle duruyor. Kuyruk sallanıyor, sallanıyor, sallanıyor. Sonra kafayı kaldırdı, baktı bana.
- Canım benim, özlemişiz di mi birbirimizi?
Çenemin altına atılan iki küçük dil.
- Hmmm, evet evet, ben de seni çok özledim. İyi ki geldin. Bak bu akşam Coffee de yok. Bütün ev, oyuncaklar, kemikler, şilteler, yer yatakları senin.
Kulağımda ıslak bir burun. Bir koklama, iki koklama, iki küçük dil daha. Göz göze diz dize bir durum.
Duygularını bu kadar açıkça ifade eden, sevgiyi böyle büyük gösterip almasını bilen bir küçük ata karşı ben de pek kifayetsiz kalamadım. Bir tuhaf oldum. Belki de yeni duygusal yazı zamanım gelmişti, kimbilir?
Yere uzandım, yanıma çağırdım. Hemen geldi, kafayı kolumun altına soktu. Birkaç huurrr, gurrr sesleriyle sağa sola yattı, bana bakışlar attı, mahzunlaştı. Çünkü göz kapıda. Acaba dışarı çıkacak mıyız? Gidecek miyiz? Sahibesi veya başkası gelecek mi?
Yerde bir müddet özlem giderdikten sonra ben kalkıp koltuğa geçtim. Bu kapıda kaldı.
Miyy, muyy, gırr, gurrr.
Eyvah dedim, ağlayacak galiba.
- Gandalf, gel buraya, geç yerine.
Hemen bizdeyken yattığı şilteye geçti. Her şeyi hatırlıyor, düzenini, yerini.
Balkon kapısını açtım, dışarı çıktı, her yeri kokladı, kafasını balkon camına dayayıp bir süre dışarıyı seyretti. Gandalf romantik bir köpek işte, manzaraya dalıp gidiyor böyle.
Baktım yine hüzünleniyor, çağırdım.
- Gel bakalım, gel yanıma, yat yere.
Koltukla sehpa arasına geldi, aramıza girdi, yere yattı. Koltuktan okşamaya başladım. Beş dakika sonra laptopu kucağıma almam ve okşamayı bırakmamla ‘mıyyy’ diye bir ses ve kafa yukarda kucağımda, ‘durma, sev, sev’ mesajı.
Mesaj alındı. Bir müddet daha devam ettim. Hafiften gözleri kapandı, sakinledi.
Sonra kalktı şilteye geçti. Şiltede kalktı, Coffee’yi kokladı, tekrar oturdu. Kaşındı kaşındı kaşındı. Kalktı, şiltenin üstünde 360 derece döndü, bir daha döndü, bir daha döndü. Tam açısını buldu, paldır küldür kendini bıraktı, kıvrılıp yattı.
İçeri gidip geldim, halıya terfi etmiş. Nefesi sakin, horultuya geçmiş.
Gecenin sürprizi Gandalf dün gece bana cikletten çıkan en güzel hediyeydi.
Bugünse Gandalf’a sürpriz ormandan eve dönecek olan Coffee..
Neslihan
lesliYan
07 Haziran 2012
Reblogged this on mindmills and commented:
Cikletten Gandalf çıktı!
iwhoeat
07 Haziran 2012
Dunku heyecani kiskanilmayacak gibi degildi zaten. Dusunuyorum da ne kadar sansli, kendini en az benim yanimda hissettigi kadar ait hissedebildigi bir yer ve kisiler var. Bence dun onun icin sen de cikletten ciktin, hemde tek basina isin guzeli. Kimseler yokken kendini teslim etmeler, acilmalar olmus besbelli:)
Tabi ote yandan sabah kalktim, adimlarimda bir eksiklik var, adimlarimin sesi azalmis, etki alanim, hacmim kuculmus sanki:) Hani derler ya bir omzunda iyilik melegin, bir omzunda kotuluk melegin…Cocukken merak ederdim gercekten surekli benimle dolasan bir takim varliklar var mi diye. Kafami hizli bir sekilde cevirir yakalamaya calisirdim arada; tabi bu hareketi soldaki kotuye yapmazdim mazallah tersine gelirim de carpar marpar diye:) Neyse iste sonra da dusunurdum bu is nasil yuruyecek boyle 2 kisi omzumda oturuyor, hic mi tatil yapmazlar, tuvalete gitmezler… Yani sadede gelirsek artik az cok biliyorum nasil bir hismis bu. 🙂 Bugun golgesizim, yan gozum bos kaldi kucuk atim Dangal. Ama hemen gelme azcik ara verelim.
Bu arada sanki adami sizin haliyla beraber dokumuslar, bu ne uyumdur 🙂
lesliYan
07 Haziran 2012
Şanslı ki senin gibi onu çok seven, sahip çıkan, gözünün içine bakan bir sahibesi var. Ve tabi aynı şekilde büyüüüük bir ailesi, hem iki bacaklı hem dört bacaklı! 🙂 Şimdi sen de biraz tekilliğin keyfini çıkar bakalım. Bu küçük aralar sevgiyi, özlemi perçinliyor. Gandalf’ın sana dönüşü muhteşem olacak, eminim. 🙂
Asiye kocaeli
07 Haziran 2012
tek kelimeyle mükemmel anlatıyorsunuz benim 9. uncu ayı bitti collie cinsi bir oğlum var evde bakıyoruz biryere şehir dışına çıkacağımız zaman bizden ayrılmak istemiyor her yere götürmeye çalışıyorum yada evde bir kişi onun yanında kalmak zorunda kalıyor çok seviyoruz gece apartmanda olduğumuz için havlamasından komşular raatsız olmuşlar içeriye evin girişine bağlayıp ona sabaha kadar radyoyu açıyorum öyle uyuyor biz onu bahçede tutabilseydik yani komşular kızmamış olsalardı kısırlaştıracaktık şu an fikrim değişti bizimle aynı evi kullanıp sokağa kendi başına salmadığımız için kısırlaştırmayı düşünmüyorum siz ne dersiniz yok yere bu accıyı ona yaşatmak istemiyoum sağlıcakla kalın
lesliYan
07 Haziran 2012
Güzel sözleriniz için teşekkür ederim. 🙂
Sorunuzu doğru anladığımdan emin olmak istedim. Köpeğinizin sizden ayrılmak istemediği zamanlar bir günden uzun süreyle evde yalnız kaldığı zamanlar mı yoksa gün içinde ev dışına çıktığınızda zamanlar da buna dahil mi? İkisinin arasında fark var.
Gün içinde bir yere gittiğinizde arkanızdan ağlıyorsa bunun sebeplerine bakmak lazım. Birlikte neler yapıyorsunuz, neler paylaşıyorsunuz, ne kadar evinizin içinde de birlikte vakit geçiriyorsunuz..Köpeğinizi en iyi siz tanırsınız, sebeplerini siz bulabilirsiniz. Tabi sebepsiz de olabilir. Yaşı çok küçük. Şu anda sizden fazla ilgi bekliyor olabilir. Küçük bir çocuk gibi düşünün köpeğinizi de. Ağladığını haber aldığınız zaman eve döndüğünüzde köpeğinize nasıl davranıyorsunuz? Konuşuyor, birşeylerin yanlış olduğunu anlatıyor musunuz? Ya da siz evdeyken ağlar, şımarıklık yaparsa ne yapıyorsunuz? Köpeklerimizi eğitmek istiyorsak bize verdiği tepkilerin sebeplerini araştırıp anlamalıyız. Ve tabi karşılığını vermeliyiz. Bazen beden diliyle komutlarla, bazen konuşarak, bazen ödüllendirerek, gerekiyorsa birşeylerde mahrum bırakıp ceza vererek. Ceza kısmı apayrı bir başlık konusu zaten.
Eğer uzun süreli olarak bir yere gidip köpeğinizi yanınıza alamıyorsanız eve uğrayıp ona yemek verip dışarı çıkaracak ve onunla biraz vakit geçirecek birisinin olması lazım. Köpekler kediler gibi yalnız başlarına kalmaya yatkın değiller. İlişkide olmaya, ilişkide kalmaya muhtaçlar. Bir köpeğin terkedilme hissini geri çevirmek ciddi zaman ve emek istiyor. Kırılganlar. Biz Coffee’yi barınaktan sahiplendiğimiz için tecrübe edinmiş olduk bu konuda.
Kısırlaştırma konusu kaç yaşında olduğuna bağlı olarak değerlendirilebilir. Coffee barınakta zaten kısırlaştırılmıştı. Kendisi son derece sağlıklı, sakin. Ne hır gırı var, ne dalaşması, ağlaması. Yaşı 5.5 (tahminen).
Ben zamanı gelince (yetişkinliğe erdiğinde) kısırlaştırmaktan yanayım. Belki şimdiye kadar erkek köpeğim olmasının etkisi de vardır. Umarım yardımcı olabilmişimdir. Sevgiler..
Asiye kocaeli
07 Haziran 2012
aat sonra gittiğimizde bıraktığımız yerde gözlerini kapıdan ayırmadan beklediğini gördük o andan itibaren beni göremese bile sesimi duymak için ağlıyor evin içinde bile olsa çarşıya gittiğimde balkonda beni bekliyor küçük olduğu için daa çok şımarık hareketleri var ama yapı itibariyle büyük bir tip 2 yaşına kadar büyüyebileceğini söylüyorlar aynı bir evlat gibi götürebilirsem yanımda her yere götüremiyeceksem gitmemeyi tercih ediyorum evde yanımızda her odada bizimle yaşamak istiyor buna izin vermek çok isterdim ama veremiyorum yerler halıfleks ve kedimde izin vermiyor birde tutucu bir çevrem var eve aldığımı bile hala hazmedemiyorlar evde köpekmi bakılırmış diye söyleniyorlar biz köpeğimi bir aylık bebbekken uyuz kaplamış şekilde bulduk birdaha bırakmamak için elimden geleni yapıocam
lesliYan
07 Haziran 2012
Anlıyorum. Köpeğiniz küçük bir çocuk daha. Sizden ayrı kalamıyor henüz demek ki. Anladığım kadarıyla siz de sokaktan sahiplenmişsiniz, yanılıyor muyum? Öyleyse çok sevindirici. Harika birşey yapmışsınız! Köpeğiniz sizi yeni bulmuşken kaybetmekten korkuyor olabilir. Eğitim konusunda biraz sabır. 1.5 yaşına kadar dediğinizi anlamak ve takip etmekte zorlanabilir. Vazgeçmeden, devamlılık ve süreklilik içinde yemesi, içmesi, oturması, kalkması, yapması ve yapmaması gerekenler konusunda ısrarcı olursanız sonucunu alma ihtimaliniz yüksek. Sevgiler..
Asiye kocaeli
07 Haziran 2012
evet biz onu bebekken ölmek üzereyken bulduk şükür ömrü varmış büyüdü evlat edindik yanımızda çok mutlu evin içinde uzun tüylü bir cins olduğu için biraz sorun yaşıyoruz iç ve dış parazit aşıları tam bu yüzden hastalık kapmayacağımız için içim rahat ama her zaman bilgilerinize ihtiyacım olacak beni anladığınız çok teşekkür ederim
lesliYan
07 Haziran 2012
Seve seve. 🙂